"HAYA ÎMÂNDANDIR"
Haya, nefsi bir şeyden tutmak ve o şey hakkında kö-tülenmemek için onu terk etmektir. Bu nefisden veya îmândan olur. Nefsinden olan Allâhü Teâlâ'nın tabîat olarak her insanda yarattığı bir sıfattır; başkasının ya- nında ayıbının açılmasından utanmak gibi. îmândan olan ise müslümanın Allah'tan korktuğu için günah işlemekten geri durmasıdır.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.): "Haya, îmândandır, îmân (sahibi) ise cennettedir..." buyurmuşlardır. Hayanın çokluğu, dînin kuvvetinden ve îmânın sağlamlığından ileri gelmektedir. Onun için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Haya, îmânın nizâmıdır. Bir şeyin nizâmı bozulunca, parçaları darmadağın olur." buyurdular.
Haya, dürüst hareket etmekte de bir ölçüdür. Kişi yapacağı işleri gözden geçirir. Bunların içinden kendisini Rabb'ine mahcup edecek olanlarını işlemez.
Haya üç kısımdır:
Allah'tan, insanlardan ve kendisinden utanmak.
Allah'tan utanmak, onun emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakınmakla olur. Resûlullâh Efendimiz'e "Allâhü Teâlâ'dan hakkıyla haya nasıl olur?" diye sordular; "Başını ve (göz, kulak gibi) başta bulunan azalarını, karnını ye ona doldurduğu şeyleri haramdan koruyan, dünya hayatının süsünü terk eden; ölümü, kabirde çürümeyi hatırdan çıkarmayan kimse, hakkıyla Allah'tan utanmış olur." buyurdular.
Kişinin insanlardan utanması ise, insanlara ezâ etmemesi ve fenalıkları açıktan açığa işlememesidir. Sahabî Huzeyfe bin Yemân (r.a.) "İnsanlardan utanmayan kimsede hayır yoktur." buyurdu.
Kişinin kendinden utanması ise, iffeti ve yalnız iken günâhlardan sakınmasıdır. Bu ahlâkın güzelliğinden ileri gelmektedir.
İnsanın hayası bu üç cihetten tam olunca, onun hayırları da tam olur ve serleri ondan uzaklaşmış olur.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder