SIDDÎK-I ÂZAM'IN EHL-İ BEYT SEVGİSİ
Hz Ebû Bekir (r.a.) Hz. Fâtıma-i Zehrâ'y» (r. anhâ) ölüm hastalığında iken ziyarete geldi ve kapıdan "Ey Fâtıma! Kapıda durup, içeri girmek için izin isteyen Ebü Bekir'dir." dedi. Hz. Fâtıma; wEy Alî! Ebû Bekir'in benim yanıma gelmesine razı mısın?" deyince Hz. Ali "Evet." dedi. Bunun üzerine Hz. Fâtıma izin verdi ve Hz. Alı de Hz Ebû Bekir'i içeri aldı. Fâtıma'nın yanına son derece saygıyla girip selâm verdikten sonra Hz. Ebû Bekir (r.a.): "Ey Fâtıma, Cenâb-ı Hakk'a yemîn ederim ki ben; malı mülkü, servet ve sâmânı, çoluk çocuğa özenip biriktirmedim. Ancak Allah'ın, Peygamberi (sav.) nin ve onun Ehl-i Beyt'inin rızâsını elde etmek yolunda kazanıp harcadım. Binâenaleyh senin rızân (büyük hoşnutluğun) benim en birinci ve yüksek arzumdur. deyince Hz. Fâtıma şöyle cevap verdi: "Ey Ebû Bekir! Senden razıyım, hakkım sana helâl olsun!"
KÜSMEK
İnsanın din kardeşine küsmesi, kalbin âfetlerindendir. Ebû Hureyre (r.a.)'ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: "Mü'minin, bir mü'mini üç günden fazla terk etmesi, onunla konuşmaması helâl olmaz. Bu hâlde üç gün geçtiği zaman ona uğrasın ve ona selâm versin. Eğer o onun selâmını alırsa, ecirde ikisi ortak olmuşlardır. Selâm veren dargınlık vebalinden çıkmış olur. Selâmı almayan günâhı yüklenmiş olur. Kim "Selâmün aleyküm" derse onun için on sevab yazılır. Kim "Selâmün aleyküm ve rahmetullâhi" derse ona yirmi sevab yazılır. Kim de "Selâmün aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühü" derse ona otuz sevab yazılır.
İNFÜZYON
Bir süzgece konulan bir miktar papatya, ıhlamur, süt otu, ardıç vb. tıbbi bitkilerle infüzyon (üzerine kaynamış su dökmek) suretiyle hazırlanan çaylar bazı rahatsızlıkların giderilmesinde yararlıdır. |
FIKRA
Hoca eşeği suyun kenarındaki gölgeye çekmiş, kendisi de kenara oturmuş, esrarlı sigarasını sarmış kafayı buluyor. Etrafta kimsecikler yok... Derken bir gürültü... Bir bakmış ki, çoban koyunları göle sulamaya getiriyor... "Bre aman.. Çoban sigarayı görürse felaket... Doğru zaptiyeye gider, bu herif!.." Etrafa bakmış, eşeğin yanına asılı bir bakraç yoğurt... Atmış sigarayı suya... Almış eline bakracı... Kaşık kaşık atmaya başlamış yoğurdu göle... Çoban yanaşmış hocaya;
- Hayrola hocam, göl kenarında tek başına ne yapıyorsun bu saatte böyle bakalım?
- Görmüyor musun? Göle maya çalıyorum!..
- Atma hocam!.. Göle maya tutar mı?..
- Ya tutarsa!..
- Haaa!..
demiş çoban.. Almış sürüsünü gitmiş.. Hocayı da almış bir düşünce;
-Bu geveze şimdi bunu önüne gelene anlatır!.. |
GÜNÜN SÖZÜ
Boş bir çuvalın dik durması zordur. Benjamin Franklin |
YEMEK MENÜSÜ
· DOMATES ÇORBA
· DÖNER
· PİLAV
· SALATA |
ÇOCUĞUNUZA İSİM
Erkek: TAMER : Nitelikli, sayılan kişi
Kız: AYSEREN:Güzelliğini gözler önüne seren.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder