İSRAF
İsraf, katT delillerle haramdır. İsraf, kalbin hastalıkların-dandır ve kötü. bir ahlâktır. İsraf hakkında Allâhü Teâlâ (meâlen): "... İsraf etmeyiniz. Şüphe yok ki o, israf edenleri sevmez." (A'raf Sûresi, âyet 31) buyurmuştur. Bu âyet, Allâhü Teâlâ'nın israf eden kulunu sevmediğinin delillerindendir. Allah'ın muhabbetine mani olan şeyden daha çirkin bir şey yoktur. İsraf, Allah'ın muhabbetinin ortadan kalkmasına sebep olur.
Diğer bir âyet-i kerîmede şöyle buyurulmuştur: "... Ve saçıp savurma. Şüphe yok ki, saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir." (İsrâ Sûresi, âyet 26-27) Yâni şerlilikte şeytân gibidirler. Şeytanların dostları ve tâbîleridirler. Şeytanın kardeşi, şeytandır. O hâlde şeytanın kardeşliğini düşünmek gerekir. Şeytandan daha habîs, rezîl ne vardır. Öyleyse şeytanın kardeşliğinden daha kuvvetli bir kötüleme yoktur.
Allâhü Teâlâ malı müsriflere vermekten de, onları isimlerin en çirkinlerinden biri ile tâbir ederek şöyle men'eder: meâlen "Mallarınızı sefîh(beyinsiz)lere vermeyin." (Nisa Sûresi, âyet 5) Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz de malı meşru olmayan yerlerde harcayarak zayi etmekten men etmiştir.
Ebû Berze (r.a.)'ın rivayet ettiği hadîs-i şerifte şöyle buyurulmuştur: "Kul, kıyamet gününde dört şeyden suâl edilinceye kadar ayağı bulunduğu yerden ayrılmaz:
Ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne amel ettiğinden, malını nerede kazandığından ve malı nerede harcadığından, vücûdunu (sıhhatini) nerede tükettiğinden."
Yâni, ömrünü hayırda mı serde mi harcadı? Malını helâl yoldan mı, haram yoldan mı kazandı? Malını hayırda mı günahta mı harcadı? Vücûdunu Allah'a ibâdet ederek mi yoksa nefsinin hevâsında mı tüketti?
KITA:
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni.
(Yunus Emre)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder