25 Ekim 2009 Pazar

24 Ekim 2009



































 


 



































Bugün 24 Ekim 2009 7 Zilkade 1429 T.Evvel: 11 Hızır:172 Birleşmiş Milletler Örgütünün Kuruluşu (1945)


HADİS-İ ŞERİF


 


Hastalık bir kamçıdır. Allah onunla yer yüzünde kullarını terbiye eder. (Camiüssağir)


 


HZ. ÖMER'UL FARUK'TAN BAZI İLKLER


Hz. Ömer (r.a.), emîru'l-müminîn unvanıyla anılan ilk halîfedir. Halîfe olduğunda kendisine; "Ey Resûlullâh'ın halîfesinin halîfesi!" diye hitap edilince şöyle demişti; "Her yeni halife geldikçe ona "Ey Resûlullâh'ın halîfesinin halîfesi" denilirse uzar gider, bu iş olmaz. Siz mü'minler-siniz, ben de sizin emîrinizim." buyurdu. Bundan sonra müminler ona "Emîru'l-mü'minîn" diye hitap ettiler.


Hz. Ömer, müslümanları bir şeyden alıkoyduğu zaman aile fertlerini toplar, onlara şöyle derdi: "Ben müslümanları şu şu hususlardan alıkoydum, onlara bunu yasakladım. Vahşî kuşların yemlerine baktıkları gibi insanlar da sizin hâllerinize ve yaşayışınıza bakıp dururlar, sizi murakabe ederler. Allah'a yemin ederim ki, eğer sizden birisi bu suçu işleyecek olursa mutlaka onu iki katı ile cezalandırırım."


İslâm târihinde ilk defa tarih başlangıcı olarak hicrî takvimi ihdas eden ve kullanan kişi Hz Ömer'dir.


Beytü'l-mâli (hazine) de ilk kuran Hz. Ömer'dir. İslâm tarihinde dîvanları (hükümet meclisini) tesis eden yine odur.


Geceleyin halkın durumunu keşif ve âsâyiş için ilk çıkan, müslümanlardan aç olanları araştıran odur.


Ümmü'l-veled (sahibinden çocuk doğuran câriye)nin satılmasını yasaklamıştır.


Cenaze namazını dört tekbîrle kıldırmıştır. (Daha önce cenaze namazı dört, beş, altı tekbirle kılınmaktaydı.) Ramazan ayında müslümanların teravih namazını cemâatle kılmalarını emretmiş ve bunu bütün valilere mektupla bildirmiştir.


GARİP BİR TEVÂFUK


Muhammed bin Hârûn er-Reşîd el-Mu'tasım, Abbasî halîfelerinin sekizincisi idi. Hilâfete hicrî 218 senesinde geçti. Sekiz sene sekiz ay halîfe oldu. Sekiz erkek, sekiz de kız evlâdı oldu. Seksen kale fethetti, seksen köşk inşâ ettirdi. Vefatında hazînede seksen bin sekiz yüz seksen sekiz dînâr vardı.


FIKRA


 


Nasreddin Hoca, gençliğinde dilenen bazı insanlar görür. Epey bir zaman adamları inceler. Dilenciler kör oldukları için çevredeki insanlar onlara pek çok yardım verirler. Fakat dilenciler bir türlü doymak bilmezler. Hoca, dilencilerin yanlarına yaklaşır. Cebinden para kesesini çıkartıp şakırdatır. Sonra dilencilere: “Alın bu paraları da aranızda bölüşün” diyerek yanlarından uzaklaşır. Adamları tekrar gözlemeye başlar. Kör dilenciler, para kesesinin içlerinden birine verildiğini sanarak parayı kapmak için birbirlerine girerler: “Kese sende!”, “Bende yok sende! Çabuk benim payımı verin, yoksa ben size yapacağımı bilirim!” gibi sözlerle açgözlü dilenciler, birbirlerine vurmaya, küfretmeye başlarlar ama keseyi de bir türlü ele geçiremezler. Hoca bunları gözlerken: “Hey gidi açgözlü iki dünya körleri hey!” diye söylenirken biri: “Ne oluyor Hoca?” diye soru sorar. Hoca: “Ne olacak, kör döğüşü nedir bilmiyorsan öğren” der.


GÜNÜN SÖZÜ


 


Bir öğretmen ebediyete hükmeden insandır. Tesirlerinin nerede biteceği asla bilinemez.


Henry Adams


YEMEK MENÜSÜ


·         ŞEHRİYE ÇORBA


·         ETLİ BEZELYE


·         TEPSİ BÖREĞİ


·         KOMPOSTO


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞENSOY : Neşeli, mutlu soydan gelen


Kız: AYŞIL: Ay ışığı


MANİ


 


Tarla başı pıtırak


Duralım tarak tarak


Çok çalıştık yetmez mi


Gelin kızlar oturak


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Bir küçücük kutudur,
Bütün dünya yurdudur.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (tavşan)




 



















 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler