MEDÎNE-İ MÜNEVVERE'Yİ ZİYARET ÂDABI
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki:
"Vefatımdan sonra beni ziyaret eden, hayâtımda beni ziyaret etmiş gibidir."
"Her kim ziyaret etme imkânına sahip olduğu hâlde beni ziyaret etmezse bana cefâ etmiştir."
"Sâdece beni ziyaret maksadıyla bana gelen kişi için şefaatçi olmam Allah'ın üzerine bir haktır."
"Kim benim mescidimde kırk vakit namaz kılar, hiçbir namazı geçirmez ise, (ona) âteşten ve azaptan
birer berâet yazılır."
Medîne-i Münevvere'yi ziyarete giden kişi, yolda peygamberimiz (s.a.v)'e çok salâtü selâm etmeli, şehre girmeden önce güzel kokular sürerek, en temiz elbiselerini giymeli, şehre girerken tevâzû ve ta'zim ile girmelidir. Mescid-i Nebiye Cibril kapısı veya ona yakın bir kapıdan girmek daha faziletlidir. Mümkünse Ravza-i Mutahhara'ya gidilir. Kerahet vakti değilse iki rek'ât tahiy-yetü'l- mescid namazı kılınır. Sonra bu saadete erişmesinden dolayı iki rek'ât daha teşekkür namazı kılınır ve duadan sonra sâlât ve selâm ile Resûlullâh (s.a.v.)'in vech-i şerifleri (mübarek yüzleri) hizasına üç metre mesafede edeb ve huzurla durulur. "Es-selâmü aleyke ey-yühe'n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtühû" diyerek selâm verir. Kendisine emânet edilen selâmlar varsa onları da Fahr-i Âlem Efendimiz'e arz etmelidir.
Kabr-i saadet önündeki duvara yaklaşıp el sürmekten veya yüksek sesle duâ etmekten sakınmalıdır. Dilediği hayırlı şeyler için duâ etmeli, kimse için beddua etmemelidir. Kendisi için, aile efradı ve ümmet-i Muhammed için duâ etmelidir. Sonra bir metre ilerleyip Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'i (r.anhümâ) selâmlamalı, ziyaret esnasında, insanlara zahmet vermekten kaçınmalı, sağa sola bakınmadan önüne bakarak, boynu bükük bir vaziyette bulunmalıdır. Yüksek sesle konuşmamalıdır. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder