HACCIN FAZİLETİ
Allâhü Teâlâ buyurdu ki: "Şüphe yok ki, insanlar için ilk tesîs edilmiş olan mâbed, Mekke'deki o çok mübarek ve âlemler için hidâyet olan Beytullâh'tır.
Onda açık âyetler (alâmetler), İbrâhîm'in makamı vardır. Ve her kim ona girerse emîn olur. Ve onun yoluna gücü yeten kimseler üzerine de o Beytullâh'ı haccetmek Allâhü Teâlâ için bir haktır (Allâhü Teâlâ'nın hakkıdır). Ve her kim inkâr ederse şüphe yok ki, Allâhü Teâlâ bütün âlemlerden ganî(zengin)dir." (Al-i İmrân Sûresi'nin 96. ve 97. âyet-i celîleleri)
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: "Kim, Allâhü Teâlâ için haccederse, hac esnasında kötü söz ve davranışlardan sakınır ve günahlara sapmazsa, anasından doğduğu gün gibi temizlenmiş olarak döner."
"Mebrûr (makbul) hac için cennetten başka mükâfat yoktur." buyurunca, "Onun mebrûr olması ne (ile) dir?" diye soruldu. Resûl-ü Ekrem "Yemek yedirmekle, hoş kelâm (konuşmak) iledir." buyurdu.
"Hangi amel daha fazîletlidir?" diye sorulduğunda, "Allah ve Resûlü'ne îmân etmektir." buyurdular. "Sonra hangisi?" denildi. "Allah yolunda cihâddır." buyurdu. "Daha sonra hangi (amel) dir?" denildi. "Hacc-ı mebrûrdur." buyurdular.
"Hiç şüphe yok ki, şu beyt (Ka'be-i Şerîf), İslâm'ın direği (mesabesindeki rükünlerinden biridir. Kim hac ve umre yaparsa, kefaletini Allah'ın üzerine havale etmiş (Aflah onun kefili olmuş) demektir. Eğer (bu yolculukta) vefat ederse Allah onu cennete koyar, şayet ailesinin yanına döndürürse" ganîmetle döndürür."
"Hacda harcanan para, Ailâhü Teâlâ yolunda sarf edilen nafaka gibi, yedi yüz kat fazlası ile verilecektir." (Hac Rehberi, Fazilet Neşriyat)
KITA:
Kıblegâh-ı ehl-i hâcât-ı cihan bu Mekke'dir.
Yüz sürer toprağına hep ins ü cân bu Mekke'dir.
Sa'y ile her kuşesin eyle tavaf ey hacı kim,
Umduğun hâsıl olur bî-şekk hemân bu Mekke'dir.
Lügatçe: Kıblegâh-ı e/ı/-/ hâcât-ı çihân: Dünyadaki ihtiyaç sahiplerinin kıblesi. İns ü cân: İnsanlar ve cinler. Bî-şekk: Şüphesiz.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder