HÂCE MUHAMMED BAKÎ BİLLÂH (K.S.)
Silsile-i Sâdât'ın yirmi ikinci halkası ve asrının büyük âlimlerinden bir zâttır. H. 971 (M. 1563-1564) yılında Kabil'de dünyâya geldi. Babası Kadı Abdüsselâm'dır. Üvey-sî intisabları Hâce Muhammed Bahâuddîn Nakşibend (k.s.) Hazretterinedir. Zahirdeki nisbetleri Hâce Muhammed İmkenegî (k.s.) Hazretlerdedir. Hâce Ubeydullah Ahrâr (k.s.) Hazretleri'nin rûhâniyet-i aliyyelerinden de çok fuyûzât almıştır.
Manevî bir yol aramakta iken bir gece rüyasında kendisini Hâce Bahâuddin Nakşibend'in (k.s.) huzurunda görünce, bu yola girmek için içinde bir arzu meydana geldi ve kendisine bir mürşid aramaya başladı. Ve nihayet Hâce Muhammed (k.s.) Hazretlerini bularak ona intisap etti.
Muhammed Bâkîbillâh Hazretleri bir gece rüyasında Hâce Muhammed Hazretlerini görür. "Ey oğul! Senin yolunu gözlüyordum." der. Bâkîbillâh Hazretleri buna çok sevinip hemen huzuruna varır. Hâce Muhammed (k.s.) ona çok büyük iltifatlar ve inayetlerde bulunur. Onun yüksek istîdâdını, kabiliyetini görünce üç gün peş peşe onunla yalnız olarak sohbette bulunur. Sohbetinde onu birçok derecelere yükseltir. Sonra 'Sizin hâliniz Allâhü Teâlâ'nm inayeti ve bu ulvî yolun büyüklerinin rûhâniyetinin terbiyesi ile kemâle ermiştir. Şimdi Hindistan tarafına gitmen lâzım. Zîra orada senin vesilenle bu yolun büyüklerinden biri zuhur edecek ve birçok kişi senden istifâde ederek kemâlin zirvesine ulaşacak.' buyurdu. Hâce Muhammed (k.s.) Hazretleri bu sözleri ile ikinci bin yılın müceddidi Imâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fâruk-ı Serhendî (k.s.) Hazretleri'nin onun talebesi olacağını işaret ediyordu.
Muhammed Bâkîbillâh Hazretleri bu işaret üzerine Hindistan'a gidip bir sene Lahor şehrinde kaldı. Oradaki âlim ve faziletli kimseler, onun sohbetlerinden istifâde ettiler. Daha sonra Delhi'ye geçip oraya yerleşti ve vefatına kadar orada kaldı. 25 Rebîulâhir 1012 (2 Ekim 1603) târihinde kırk yaşında âhirete irtihâl eylediler. Delhi'de Resûlullâh (s.a.v.)'in ayak bastığı mekân olarak maruf olan "Kademgâh"a defnedildi.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder