11 Ekim 2011 Salı

29 Eylül 2011































































Bugün 29 Eylül 2011 2 Zilkade 1432 Eylül: 16 Hızır 147 Trablusgarb Harbi (1911) - Sarıkamış'ın kurtuluşu (1920) - Ağaçlardan su çekilme zamanı - İnebahtı Kalesi'nin fethi (1499)


HADİS-İ ŞERİF


 


Bir kimse ismimi işitir de salat-u selam getirmezse bana cefa etmiş olur. Ravi: Menavi


 


PADİŞAH DA NEFERDİR


 


İktidardan uzaklaştırılan Sultan Abdülhamid Hân, Selanik'te Alatıni Köşkü'nde ikâmete mecbur edilmişti. Birgün muhafız kumandanı kolağası Rasim Celaleddin Bey, Sultan Abdülhamid Hânla konuşmak için izin isteyerek huzuruna gelip der ki:


-              Zât-ı hümayununuzu rahatsız ettim, beni mazur görünüz.' Dört düvelle harp hâlinde olduğumuzu söylemem gerekiyor!..


Sultan hayretle sordu:


- Dört düvelle mi?.. Kim bunlar Rasim Bey? Allah Ordu-yı hümâyûna nusret, kuvvet versin, inşaallah zafer bizimdir?


Rasim Bey başını yere eğmiş, ağlayacak gibi konuşuyordu:


- Yunanistan, Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan'la hakanım. Ve maalesef yenilmek üzereyiz!..


- Dört düvel birleşir de haberimiz olmaz mı Rasim Bey? Bu nasıl bir gaflettir! Bu devletler birleşemezler ki!.. Aralarında kilise kavgası var... Yıllar yılı süren Makedonya boğuşmasını hatırlamıyor musunuz?..


-              Kiliseler kânununu çıkararak, Meclis-î mebûsan ve Ayan bu ihtilâfı hâlletti. Başımıza bu işlerin açılacağını kim bilebilirdi ki? Selanik bugün yarın düşmek üzere... Sizi İstanbul'a götürecekler. Bunu hemen size haber vermek için emir aldım. Çok üzülen Sultan büyük bir öfke ile dedi ki:


-              Rasim Bey! Rasim Bey!.. Selanik demek, İstanbul'un anahtarı demektir! Ordumuz nerede, askerimiz nerede? Nasıl bırakılıp da gidilir?.. Bırakıp gidersek tarih ve ecdat bizim yüzümüze tükürmez mi?.. Biraderim hazretleri buranın tahliyesine razı mı oldu?.. Hayır, ben razı değilim! Yetmiş yaşımda olduğuma bakmayın... Bana bir tüfek verin, asker evlâtlarımla beraber Selânik'i ben son nefesime kadar müdâfaa edeceğim!.


Fakat Sultan Reşad'ın selâmı ve ricası iletilince, bir Osmanlı, hanedanı mensubu olarak Padişah'ın irâdesine boyun eğmek durumunda olan sultan Abdülhamid Hân, İstanbul'a nakledilmeyi mecburen kabul etti...


FIKRA


 


temel meyhane gidip üç kadeh içki içmiş ertesi gün yine üç kadeh derken birgün garson merak edip sormuş neden hergün üç kadeh içki içiyorsunuz diye temelde benim üç tane kardeşim varda onlar gelemiyor onların yerinede içiyorum demiş ertesi gün temel yine geldiğinde iki kadeh içki istemiş garson merak edip sormuş hayırdır bugün neden iki kadeh içiyorsunuz diye temelde ben içkiyi bıraktım demiş :D


GÜNÜN SÖZÜ


 


Hiçbir başarı kazanamayanlar için en tatlı şey, başarıdır. EMİLY DİCKİNSON


YEMEK MENÜSÜ


·          ÇORBA


·          FIRIN KÖFTE


·          ERİŞTE


·          MEVSİM SALATA


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ALPASLAN: (Tür.) Er. - Arslan gibi cesur ve yiğit, savaş beyi. Büyük Sel­çuklu hükümdarı. Selçukluların en büyük zaferi sayılan Malazgirt zaferi onundur (l071).


Kız: BİRİM: (Fars.) Ka. - Bir tanem, biriciğim.


MANİ


 


Bak bir garip kuş geldi,


Soframıza aş geldi,


Gözümüz aydın olsun,


Mübarek ay hoş geldi.


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Altı göl üstü gül.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Süpürge




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler

Blog Arşivi