İZMİR'İN KURTULUŞU
Yunanistan, Avrupa devletlerinin teşviki ile 15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal edip, Ankara'ya kadar yaklaştı. Bu tarihten sonra, yurdun her köşesinde teşkilâtlar kurularak, düşmana karşı mücadeleye başlandı. 3 yıl 3 ay 25 gün süren acılı günlerden sonra, 26 Ağustos'ta başlayan Büyük Taarruz sonunda 9 Eylül 1922 sabahı, Fahrettin (Altay) Paşanın komutasındaki Türk süvarileri şehre girdikleri zaman İzmir'i ateşe verilmiş, yanar hâlde buldular. İzmirliler, yine de sevinçliydi. Çünkü düşman işgalinden kurtulmuşlardı.
Yunanlıların bir kısmı buldukları gemilerle Yunanistan'a dönerken, çoğu da Ege Denizi'nde boğuldu.
BU VAHŞETE YÜREK DAYANMAZ
15.5.1919'da İzmir'i işgal eden Yunan askerleri büyük bir tutuklama hareketine girişmişlerdi. Patris vapurunun güverte ve;
ambarları tıklım tıklım dolunca, çeşitli hanlar, dükkânlar, hapishane yapılmıştı. Bunlarda tutuklu binlerce Türk; açlık, susuzluk içinde, işkenceler altında çile dolduruyorlardı. Zaman zaman ölülerle diriler bir arada kalacak, tırnakları sökülecek, çeşitli organları kesilecek, vücutları kızgın demirlerle dağlanacak, gözleri oyulacak, kulak ve burunları koparılacaktı. Birinci günü öldürülenlere, ikinci gün vurulanlar da eklenince, İzmir tam anlamıyla bir mezbahaya dönmüştü. Meydan ve önemli kavşaklarda cesetler üst üste yığılarak et ve kemikten küçük tepeler yapılmıştı. Limana atılmış olanların cesetleri, ertesi gün iç limanı sanki doldurmuştu. Zincirlerle bağlı polisler, kadınlar, sakatlar, hatta kundaktaki bebekler bile görülmüştü. Hele kordon boyunun görünümü içler açışıydı. Şişmiş, morarmış, sinek ve böcek yuvası olmuş cesetler arasında, yakınlarını arayanların feryatları en katı yürekleri bile etkilemişti. Harp Tarihi Dairesi 1/3 nolu Arşivin 72. dosyasında, ilk 48 saat içinde 2, binden fazla Türk'ün öldürüldüğü kaydedilmişti.
Cesetler günlerce yerde kalmış, götürülmesine izin verilmemisti. Direnenler ya zorla dipçik, süngü darbeleri arasında uzaklaştırılmış yahut ağladığı cesedin üzerine cansız bırakılmıştı. Tarih ve Medeniyet 'Dergisi - Kasım-97, |
FIKRA
Piyangoda büyük ikramiye çıkan Temel`i üç ay sonra bakkal, kasap ve borçlu olduğu diğer esnaf yolda çevirmişler:
"Temel, sana büyük ikramiye çıktığı halde üç aydır niye borcunu ödemiyorsun?" diye sormuşlar.
Temel:
"Zengin oldu, değişti demesinler diye… |
GÜNÜN SÖZÜ
Bir düşmanı bağışlamak, Bir dostu bağışlamaktan daha kolaydır. MME.DOROTHEE DELUZY |
YEMEK MENÜSÜ
· ETLİ TÜRLÜ
· BULGUR PİLAVI
· CACIK
· ÇORBA |
ÇOCUĞUNUZA İSİM
Erkek: ALTUNHAN: (Tür.) Er. - Zengin hakan. Türklerin, Çin'de hüküm süren Türk-Moğol hükümdarlarına verdikleri ad.
Kız: BÜLBÜL: (Ar.) Ka. 1. Sesinin güzelliğiyle ünlü ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse. Bülbül Hatun: Bayezid II.'in eşi. (Öl. Bursa 1515). Şehzade Ahmed'in annesi. |
MANİ
Düşman sana saldırır,
Der, oruç zayıflatır,
İlmi fenni, o çiğner,
Ahmakları yanıltır. |
KARİKATÜR
|
BİLMECE
Ağzı vardır konuşmaz, yatağı vardır, fakat hiç uyumaz.
Cevabı Yarın.
Dünkü Cevap: Yol |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder