MÜMİN TAZE EKİN GİBİDİR
Bütün varlığını geçici şeylere bağlayan her gönül, zarara ve tehlikeye namzettir. Çünkü o geçici cazibe bir gün yok olacaktır. Hangi geçici varlık vardır ki, sana senden önce yıkılıp gitmeyeceğinin ve senin bütün emellerini sana bağışlayacağının sözünü ve te'minâtını verebilir? Ayağının altındaki yer, başının üstündeki güneş bile sana bu te'minâtı veremez. O te'minâtı Hayy ve Kayyûm olan Allâhü Teâlâ'dan başka verebilecek hiçbir şey yoktur. Ve hakikaten ibâdet onun hakkıdır ve ancak ona ibâdet edenlerdir ki, diğer ümitlere, korkulara, kendini tamamen kaptırmaz ve vazifesi yolunda şaşırmaz ve onlardan herkes faydalanır.
Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz buyurmuştur ki:
"Mü'min taze ekin gibidir, rüzgâr estikçe yatar, fakat yine doğrulur, kalkar. Kâfir ise çam ağacına benzer, rüzgâr estikçe gürler, amma bi* kere yıkılırsa bir daha kalkamaz." Çünkü kâfir ölümlüye, mü'min ise dâima diri olan Allah'a bağlıdır.
Resûlullâh'ın (s.a.v.) vefatı üzerine bütün ashâb-ı Kiram çok üzülmüş ve şaşırmış idiler. Hz. Ömer (r.a.) bile "Peygamber vefat etmedi ve etmez, her kim öyle derse vururum." demeye kadar varmıştı. Fakat Hz. Ebû Bekir efendimiz derhal,
"Ve Muhammed de ancak bir peygamberdir. Ondan evvel de peygamberler gelip geçmiştir. Eğer o ölse veya öldürülse siz gerisin geriye mi dönüvereceksiniz? Ve her kim gerisin geriye dönerse elbette Allâhü Teâlâ'ya hiçbir zarar vermiş olamaz ye Allâhü Teâlâ şükreden-lere mükâfat verecektir." (ÂN İmran-144) mealindeki âyet-i kerîmeyi okuyup:
Ey mü'minler! Eğer Muhammed'e ibâdet ediyorsanız, işte o vefat etti ve eğer onu gönderen yüce Allah'a ibâdet ediyorsanız o ölmez, diridir." buyurunca Ashâb-ı Kiram kendilerine gelmişlerdi. Bu hakikat her zaman, hakikatin ta kendisi ve bu kanun, her vakit geçerli olan bir kanundur.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder