LEBÎD BİN REBÎA EL-ÂMİRİ (R.A.)
Lebîd bin Rebîa el-Âmirî (r.a.) büyük şâirlerden idi. Cahiliyye devrinde de Müslüman olduktan sonra da cömert, azîz ve muhterem bir zât idi. Müslüman olduktan sonra -İslâm devrine yetişip îmân ile şereflendiği için-Resûlullâhın huzurunda okuyup Allâhü Teâlâ'ya hamd ettiği şiirinden başka şiir söylememiştir. Resûlullâh Efendimiz onun bu beytlerini beğenmiş ve: "İslâmın fazîletini kavramak irfanını sana veren ve seni Müslüman kılan Allah'a hamdolsun!", buyurmuşlardır. Hz. Ömer (r.a.): Hz. Lebîd'e: "Şiirinizden bazı şeyler okusanız da dinje-şek..." buyurunca, "Cenâb-ı Hak bize Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini ihsan etmiş olduktan sonra bizim şiir söylememiz lâyık olmaz." cevâbını vermiştir.
"Allâh'dan gayrı her şey bâtıldır. Her nimet şüphesiz yok olup son bulacaktır." mânâsındaki beytin birinci mısraını Resûlullâh Efendimiz beğenmişler ve "Şâirlerin söylediklerinin en doğrusu Lebîd'in söylediğidir." buyurarak sadece birinci mısra'ı okumuşlar, ikinci mısraı okumamışlardır. Zîrâ âhiret nimetleri geçici değildir.
Ömrünün son yıllarında Kûfe'ye yerleşmiş, vefat edinceye kadar da oradan ayrılmamıştır.
Bir gün havanın sıcaklığından bunalmış ve: "Her ne zaman sabâ rüzgârı eserse bir deve boğazlayıp umumî ziyafet vereceğim." diye adakta bulunmuştu. Binâenaleyh ne zaman sabâ rüzgârı esse Küfe valisi Muğîre bin Şu'be Hazretleri:
"Ebû Ukayl'in (yani Lebîd'in) mürüvvetine yardımcı olun." derdi. Bir gün sabâ rüzgârı Lebîd'in elinin son derece dar olduğu bir zamanda esince, vali halkı toplayıp minbere çıkmış, Lebîd'e vereceği ziyafette yardımcı olunması için bir hutbe irad etmiş ve bu şekilde bir hayli şey toplanmıştı. Lebîd böylece âdet hâline gelen adağını yine yerine getirmeye muvaffak olmuştur. (Radıyallâhü anh) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder