İLMİHAL: KIYAMET GÜNÜ
îmânın beşinci şartı kıyamet gününe inanmaktır.
Sûr, İsrafil aleyhisselâmın elinde olup onu üfürmek1 için Allâhü Teâlâ'nın emrini bekler. Emir gelince Sûr'u üfürecek ve ondan gayet şiddetli bir sadâ çıkacak, yerde gökte ne kadar canlı mahlûk var ise bulundukları yerlerde ölecekler ve kıyamet kopup âlem harap olacaktır.
Şöyle ki, şiddetli zelzelelerden yeryüzündeki binalar yıkılacak ve dağlar parçalanıp toz gibi ufalanarak havaya karışıp dağılacak ve nehirler taşacak ve acı sular tatlı sulara karışacak ve yıldızlar dağılıp düşecek ve âlem nice bin yıl ıssız kalacaktır.
Sonra yeryüzü düzlenip âlem bir başka âlem olacaktır. Sonra Cenâb-ı Hakk Hz. İsrafil'i diriltip tekrar Sûr'u üfürmesi için emir verecektir.
ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLİŞ: HAŞR-İ ECSÂD
Âlem binlerce yıl ıssız yattıktan sonra İsrafil aleyhis-selâm ikinci defa Sûr'u üfürünce bütün ölüler, hatta hayvanlar bile dirilecek ve insanlar hep çıplak ve yalın ayak, başı açık kabirlerinden kalkacaklar.
Görecekler ki yeryüzü bozulup düzelmiş, dümdüz olmuş, bu hâle hayran hayran bakacaklar. Güneş'in harareti pek ziyâde olduğu hâlde aç ve susuz ayak üzere sıkışıp ter içinde kalacaklar ve kimi yaya yürüyerek ve kimi yüzü üzere sürünerek mahşer meydânına gidecekler.
Lâkin peygamberler, şehîdler, evliyalar ve âlimlere cennetten elbiseler ve binekler getirilecek, onlar da giyinip ve binip mahşere gidecekler ve Muhammed Mustafâ'nın (s.a.v.) Kevser havzından içecekler.
BEYİT:
Buna kim âlem-i imkân derler,
Bunda olmaz deme, olmaz olmaz. (Lâedri)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder