18 Nisan 2010 Pazar

18 Nisan 2010

























 






















Bugün 18 Nisan 2010     4 C.Evvel 1431 Nisan: 5 Kasım 162 Hz. Muaviye'nin (R.A.) Vefatı (660) - Trabzon'un Kurtuluşu (1918)-Türk-Yunan Harbi'nin başlaması (1897)


HADİS-İ ŞERİF


 


Size şerri dokunabilecek kötü adamlara rastladığınızda, onlara selam veriniz. Ta ki, size karşı olan kötü düşünce ve düşmanlıkları dinsin. (Beyhaki).


 


VAHİY KÂTİBİ HZ. MUÂVİYE


Hz. Muâviye (r.a.), Mekke'nin fethinde babasıyla bir­likte Resûlullâh (s.a.v.)'ın önünde îmâna gelmiştir. Hz. Ömer ve Hz. Osman zamanlarında Şâm valisi idi. H.41 (m. 661) senesinde, Hz. Hasan'ın, kendi arzusuyla, Hz. Muâviye lehine feragat etmesi üzerine halîfe oldu. Bütün müşlüman memleketleri halkı razı olduklarından o seneye Âmü'l-cemâ'a: Birleşme yılı ismi verildi.


Hilâfeti zamanında batıda Kayrevân'dan, doğuda Bu-hârâ'ya Yemen'den İstanbul'a Yemen, Hicaz, Şam, Mısır, Mağrib, Irak, Cezire, Azerbaycan, Anadolu, Iran, Hora­san, Cibâl, Deylem ve Mâverâünnehr ülkelerinde bulunan bütün şehirlere İslâm'ın nuru ulaşmıştı.


Resûlullah'ın sohbetinin bereketi sebebiyle dîne aykı­rı hiçbir iş yapmazdı.


Hikmetli sözlerinden: Kendisine Allâhü Teâlâ'dan başka yardımcı bulamayan kimseye zulm etmekten (ve idarem altında zulm edilmesinden) haya ederim.


Muhakkak ilimlerin tamamını zabt etmeye (öğrenme­ye) gücün yetmez. Öyle ise sen onlardan faydalı olanını öğren ve ihtiyâcın olmayanını terk et. Zira öyle ilimden ne sen faydalanırsın, ne de senden başkası istifâde eder.


Gerçek garib edebden mahrum olandır. Sana bir edebsizlik edildiğinde susmayı tercih et, zira o en büyük edebdir.


Her israf eden aynı zamanda bir hakkı da zayi etmiş olur.


Bütün insanları kendimden razı etmeye gücüm yeter; Ancak nimete haset eden (çekemeyen) hâriç. Zira onu razı edecek tek şey o nimetin kaybolmasıdır.


Size sıkıntı veren her hususta onu aşana kadar hilmi ve tahammülü tavsiye ederim. Sonra fırsat elinize geç­tiğinde de bağışlama ve ihsan etme yolunu tutunuz.


Hz. Muâviye (r.a.) yaşı doksana ulaşmış bir Şâmh'ya her geldiğinde saygı göstererek ayağa kalkardı. Sebe­bini sordular. "Onda Resûlullâha benzerlik vardır. Resûlluha hürmetimden kalkarım,” buyurdu.


 


FIKRA


 


Bir yaz gecesi Hoca’nın uykusu kaçmış Uykusuzluktan ve can sıkıntısından evde duramayınca kendini sokağa atmış Yolda, nöbetçi subaşıya rastlamış Subaşı:


- “Hoca, böyle gece yarısı burada ne arıyorsun?” diye sorunca Hoca, esneyerek cevap vermiş:


- “Hiç, uykum kaçtı da onu arıyorum”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Evinizin eşiğini temizlemeden komşunuzun damındaki karlardan şikayet etmeyiniz. Konfüçyüs


YEMEK MENÜSÜ


·   Yoğ.Erişte çorba


·   Taze fasulye


·   Mantarlı pilav


·   Keşkül tatlısı


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: USBERK: (Tür.) Er. - Şimşek gibi parlak akıllı kimse.


Kız: TANYEL: (Tür.) - Şafak vakti esen rüzgar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


MANİ


 


Falda var yürek kızı
Yapma artık bu nazı
Senin sevdiğin kimse
Düğünde çalsın sazı


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Bir adam elinde bir şey ile bir odaya girmiş; bu elindeki şey her şeye değiyormuş, bu neymiş?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Atı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler