KUR'ÂN-I KERÎM ŞİFÂDIR, RAHMETTİR
"Biz de Kurandan öyle âyetler indiririz ki müminler için o bir şifâ ve bir rahmettir, zâlimlerin ise ancak hasarını (ziyânını) artırır." (Isrâ Sûresi, âyet 82) Bu âyet-i kerîmede dünyâ türlü türlü dert, hastalık, belâ ve sıkıntılarla dolu bir hastahâneye, Peygamber Efendimiz bir doktora, Kur'ân-ı Kerîm de şifalı bir ilme, tam bir gıdaya benzetilmiş oluyor.
Şüphecilik, nifak, küfür, zulüm, düşmanlık, hırs, ümitsizlik, tembellik, cahillik, taassub gibi ahlâkî, içtimaî ve rûhânî hastalıklara karşı Kur'ân'ın bir şifâ ve rahmet olduğu şüphesizdir.
Bundan başka, doktorların âciz kaldığı nice hastalıklara karşı şifâ olduğu da ehline malûmdur.
Bununla beraber zâlimlerin ancak hasarını ziyanını arttırır. Hakkı sevmeyenler inanmazlar da o şifâ ve rahmetten istifâde etmezler. Bu suretle zararlarını arttırmaktan başka bir şey yapmazlar, kendilerine zulmederler. İşte zâlimler; nimete şükretmeyen, şer hâlinde ümıd ve duâ hasleti bulunmayan insanlardır. Kur'ân böylele-rinin ziyânını arttırır.
Elbette ki, tedaviye muhtaç olan bir şahıs, kendisine verilen en faydalı ilâcı terkeder de midesini zehirli şeyler ile doldurursa kendi hayatına kasdetmiş, kendisini helake götürmüş olur.
R U B Â' î:
Nâbî, sitem-i dehre tahammül hoşdur
Esbâb-ı tahammülle tecemmül hoşdur
Meydân-ı elemde ıztırâb etmekten
Dükkân-ı kanâatte tevekkül hoşdur.
(Nâbî)
Ey Nâbî, dünyânın acısına derdine tahammül etmek güzeldir. Tahammül sebebleriyle zînetlenmek (süslenmek) de güzeldir. Elem meydanında ızdırab çekmektense kanâat dükkânında tevekkül etmek güzeldir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder