19 Nisan 2010 Pazartesi

19 Nisan 2010

















































Bugün 19 Nisan 2010     5 C.Evvel 1431 Nisan: 6 Kasım 163 Kırşehir Depremi (1938) - Osmanlı-Rus Savaşı (1877)-Kars'ın Ermenilerce işgali (1919)-Kuğu Fırtınası


HADİS-İ ŞERİF


 


Din kardeşine gelen bir dert ve kötülükten dolayı sakın sevinme. Sonra Allah, onu rahmetiyle kuşatır da, seni imtihan eder (aynı derdi senin başına verir). (Tirmizi).


 


SÜT ANNESİ HZ. HALİME PEYGAMBERİMİZİ ANLATIYOR


"Muhammed Mustafâ'nın mübarek cismini yeşil bir ipeğe sarmışlar, üstüne de sütten beyaz ye misk kokulu beyaz bir yün örtmüşlerdi. Peygamberimizi (s.a.v.) mü­barek arkası üstüne yatırmışlardı. Uyuyordu. Cemâl-i şerîfine baktım, uyandırmaya kıyamadım. Yavaş yavaş yanına vardım. Elimi göğsünün üstüne koydum. Müba­rek gözlerini açıp yüzüme baktı, güldü ve gözlerinden bir nur çıkıp tâ göklere yetiştiğini gördüm. Onu, iki göz­lerinin arasından öptüm ve ona sağ mememi verdim, aldı. Doyana kadar emdi. Ondan sonra sol mememi verdim, almadı. Daha sonra da hep böyle yaptı. Dâima sağ mememi emerdi, sol taraftan hiç emmezdi.


Bir merkebimiz vardı, yürümezdi. Mekke'den kendi yerimize dönerken merkep öyle hızlı yürümeye başladı ki, diğer kadınların merkepleri arkamızda kaldı.


Bir devemiz vardı, çocuğumuza gıda olacak kadar süt vermezdi. Peygamberimizi alıp evimize getirir getirmez kocam deveyi sağmaya gitti. Gördü ki, memeleri sütle dopdolu olmuş, Kocam dedi ki: Yâ Halîme! Aldığın yeti­min ayakları mübarek imiş. Gelir gelmez bereketi zahir oldu, gecemiz bir başka oldu.


O yıl öyle bir kıtlık yılı idi ki, davarlar otlayacak bir şey bulamazlardı. Bizim koyunlarımız Allah'ın fazlı ve inayeti ile sütlenirdi. Bolluk ve nimetler içinde geçinirdik. Diğer kimselerin davarları bir damla süt vermezdi. Çobanlarına tenbih ederler, siz de davarınızı Halîme'nin davarlarının gezip otladığı yere alın götürün, derlerdi. Onlar da öyle yaparlardı, fakat yine fayda vermezdi." Halîme Hatun Peygamber Efendimizi yanından hiç ayırmazdı. Bir gün Resûlullâh Efendimiz, süt kardeşi Şeymâ ile öğle sıcağında kuzularının arasına gittiler. Halîme hanım gidip onları buldu. Bu sıcakta niçin dışarı gidiyorsunuz? dedi. Şeymâ dedi ki: Anneciğim! Karde­şime sıcak dokunmaz. Ben gözlerimle gördüm. Gezdiği yerlerde başının üzerinde bir parça bulut, o nereye gi­derse onunla beraber gidiyor, durduğu zaman da duru­yor. Sallallâhü aleyhi ve alâ âlihî ve sellem.


 


FIKRA


 


Hoca yine bir gün merkebini kaybetmiş, çarşıda bağıra bağıra:


- Benim merkebimi kim bulursa, yularıyla, semeriyle müjde olarak ona vereceğim, diyerek herkese bildirmiş Birisi:


- “Hoca, merkebi semeriyle, yularıyla bulana tekrar verdikten sonra, ha kaybetmişsin, ha kaybetmemişsin bir şey fark eder mi? Bundan sen ne kazanmış olacaksın!”


Diye sormuş, Hoca gülerek:


- “İyi amma, ya bulmak zevkini o kadar önemsiz mi zannediyorsun”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Eşek sahibinden eşekliği yüzünden kaçar, halbuki sahibi iyiliğinden dolayı onun peşinden koşar. Mevlana


YEMEK MENÜSÜ


·   Ezogelin çorba


·   Mezgit(Piyaz)


·   Spagetti


·   Tulumba tatlısı


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: USBEY: (Tür.) Er. - Akıllı kişi.


Kız: TANYELİ: (Tür.) - Tan vakti esen yel. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


MANİ


 


Güneş gider batmaya
Selam söyle Fatma'ya
Çoban cahil ne anlar
Karyolada yatmaya


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Muazzez Abacı sahnede kıpırdayamıyormuş neden?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Magnum Dondurma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler