FAZİLET EHLİNİ ANCAK FAZİLET EHLİ BİLİR
Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor:
Resûlullâh (s.a.v.) mescidde oturuyordu. Etrafında da ashabı vardı. Bu sırada Hz. Ali içeri geldi ve selâm verdi. Sonra oturacak boş bir yer bulmak için etrafına bakındı. Resûlullâh (s.a.v.), Ali'ye kim yer verecek diye ashabının yüzüne bakmaya başladı.
Hz. Ebû Bekir de Resulullâh'ın sağ tarafında oturuyordu. Oturduğu yerden kenara çekilip 'Buyur, buraya otur yâ Ebe'l-Hasen.' dedi. Hz. Ali de Resûlullâh ile Hz. Ebû Bekir'in arasına oturdu. Resûlullâhın yüzünde sevinç alâmeti gördük. Sonra Resûlullâh Hz. Ebû Bekir'e doğru döndü ve "Fazilet sahiplerinin faziletini, ancak fazilet ehli bilir." buyurdular.
SULTÂN BÂYEZÎD HÂN'IN OĞLUNA NASİHATİ
Yavuz Sultân Şelîm, 25 Nisan 1512'de babasının dîvânına gelerek hürmetle elini öptü. O da, oğlu Selim Han'a izzet ve muhabbetini bildirip, çeşitli nasihatlerle emâneti ve imameti teslim etti. Şöyle nasihat eyledi:
"Eğer sana itaat edilmesini istersen dâima hak sahibine hakkını ver ve herkese mütevâzi ol, kimseye zulm etme. Allah'ın kulu isen onun emrine uyarak adaletli ol. Allâhü Teâlâ seni bu ülkelerin saltanatına nail kıldığı için kendine gaflet uykusunu haram kıl. Zîrâ halkın sana iti-mâd edip uyumaktadırlar. Kimseyi öfke ile azarlama, memleket ehlini huzursuz kılma. İntikam almayı terk et; zîrâ intikam, nikmete; (intikam almağa) ve meşakkate düşürür ve kalpten sevgiyi söküp çıkarır. Şu anki kuvvet ve satvetine (kahredici kuvvetine) güvenip de kimseye zulmetme, zîrâ bu mülk kimsede bakî değildir, felek elbet senin de sırtını yere getirir."
Sonra yeni sultana bütün erkân, askerî kumandanlar, âlimler ve a'yân usûl üzere el öpüp, bîat ettiler ve saltanatını tebrik ettiler. Sultân Bâyezîd, Edirne yakınında, daha önce padişahlıktan feragat düşüncesiyle tamîr ettirdiği Dimetoka şehrine doğru yola çıktı.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder