NASİHAT:......................................................... İSRAF
İsraf, her hangi bir şeyde aşırı gitmek demektir. Dâima orta yollu hareket etmeyi teşvik eden dînimiz, harcamada ve yaşamada israfı haram kılmıştır. Yiyip içmede, giyip kuşanmada, nefeslerimizi ve kuvvetimizi kullanmada israftan kaçınmamızı emretmiştir. Cenâb-ı Hak bir âyet-i kerîmede (meâlen):
"Ve onlar ki harcadıkları zaman ne israf ne de darlık gösterirler. Bunun arasında mutedil (orta) bir yol tutarlar." (Furkan-67) buyurmuştur.
Şeytan, insanoğlunu kötü yollara teşvik ile ömür sermâyesini israf ettirmek ister. Allâhü Teâlâ şeytanın bu oyunlarına gelmemeleri için kullarını îkâz ederek şöyle buyurmuştur:
"Şüphe yok ki, saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür." (İsrâ-27)
Resûlullâh da (s.a.v.) bir hadîs-i şeriflerinde;
"Kim iktisâd ederse Allah onu zengin yapar, kim de saçar, savurursa (israf ederse) Allah onu fakir kılar." buyurmuştur.
İslâmiyet, israfın önüne geçmek için abdest alırken dahi suyun israf edilmesine müsâade etmemiş, zamanın boşa harcanmaması için faydasız ve mânâsız sözleri de israf saymıştır.
Resûlullâh (s.a.v.) Sa'd b. Ebî Vakkâs'ın (r.a.) abdest alırken suyu fazla kullandığını gördü ve; "Ey Sa'd, bu ne israftır?" buyurdu. O da; "Abdestte israf var mıdır?" dedi. Resûlullâh (s.a.v.); "Evet, akan bir nehirden olsa bile (vardır)." buyurdu.
Dinimizin koyduğu bu esasları hayâtımızın her safhasında tatbik etmeye gayret etmeliyiz. Sofraya düşen ekmek kırıntılarını atmak, fasulye, pirinç gibi yemek hazırlanırken yere düşenleri almamak, su, elektrik, gaz vesâiri lüzumsuz yere kullanmak hep birer israftır.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder