17 Ocak 2010 Pazar

16 Ocak 2010






































Bugün 17 Ocak 2010 2 Safer 1431 K.Sani: 4 Kasım 71 Körfez Savaşı Başladı (1991)-İstanbul Galata Kulesinin açılışı (1875)-Ankara'da ekmek vesikaya bağlandı (1942)


HADİS-İ ŞERİF


 


Bana 3 özellik verildi: Saflar halinde cemaatle namaz kılmak... Cennet halkına özel olan selamlaşmak... Harun Peygamberden başkasına verilmeyen (Amin) kelimesi... (Hz. Musa dua ettiğinde, Hz. Harun “Amin” derdi.)


 


ÎTİKÂD:...EN HAYIRLI ASIR: SAHÂBE-İ KİRAM ASRI


Sahâbe-i Kirâm'ın Resûlullâh (s.a.v.) ile ilk sohbetlerinde elde ettikleri makam, ümmetin diğer velîlerinin en son mer­tebede ancak bir nebzesini elde edebildiği makamdır. Bu sebepledir ki, Hz. Hamza'yı (r.a.) öldüren Hz. Vahşî (r.a.), tabiînin en hayırlısı olan Uveysü'l-Karanî'den daha üstün­dür. Bu fazîlet, İslâm'a ilk girdiği sırada bir kere de olsa öncekilerin ve sonrakilerin efendisi olan Peygamber Efen­dimizin (s.a.v.) sohbeti şerefi ile şereflendiği içindir. Hz. Vahşî'nin, beşeriyetin efendisi Resûlullâh (s.a.v.) ile bera­ber ilk sohbetinde elde ettiği makam, Üveysü'l-Karanî'ye, ulaştığı son mertebede dahi verilmemiştir. Bu hususiyet sebebiyledir ki ashâb-ı kiramın asrı en hayırlı asır olmuştur.


Abdullah b. Mübârek'e (r.h.) "Hz. Muâviye mi daha fazi­letlidir, yoksa Ömer b. Abdülazîz mi?" diye sorulduğunda "Resûlullâh (sav.) ile beraberken Muâviye'nin (r.a.) atının burnuna giren toz, Ömer b. Abdülaziz'den şu kadar daha hayırlıdır." demiştir. (Mektubat-ı İmam Rab­bani 66.mektubdan)


HANIMLARIN HAKLARI


Birgün bir kişi hanımını şikâyet etmek için Hz. Ömer'in (radıyallâhü anhj evine gitmişti. Kapının önüne gelince, içeride hanımı Ummü Gülsüm'ün Hz. Ömer'e çok söz söylediğini, Hz. Ömer'in ise hiç cevap vermediğini duyup kendi kendine, ben hanımımı şikâyete geldim. Hz. Ömer de hanımından söz işitiyor. Ben de artık evime gideyim, derken Hz. Ömer (r.a.) dışarı çıktı. 'Ne için gelmiştin,' diye sordu. Efendim, hanımımdan şikâyete gelmiştim. Size söylenenleri duyunca geri dönüyorum, dedi.


Hz. Ömer (r.a.) "Hanımımı, üzerimde olan şu hakları se­bebiyle affederim: Nefsim onunla sakin olup haramlardan kurtulur, Cehennem ile benim aramda perdedir, ben evde olmayınca evimin bekçisidir, çamaşırlarımı yıkar, çocukla­ra bakar, ekmeğimi yapar, yemeğimi pişirir. Onun üzerim­deki bu hakları, onu azarlamaktan beni alıkoyar." buyurdu. O şahıs, 'Doğrusu, benim hanımımın da benim üzerimde bu hakları vardır. Ben de onu affettim,' dedi.


FIKRA


 


Amerika’da zencinin biri pasaportunu kaybetmis, aksilik ya, o gün de Türkiye'ye uçacak.. Kara kara düşünürken yolda bir pasaport bulmasın mı!.. Hemen almış yerden, bir bakmış ki Leonardo di Caprio'nun pasaportu... "Ne olursa olsun" demiş ve şansını denemeye karar vermiş. Çıkarmış Leonardo'nun fotoğrafını, kendi fotoğrafını yapıştırmış. Uçmus Türkiye'ye... Atatürk Hava Limanı’nda görevli pasaport memuru Temel'in karşısına gelmiş. Temel almış pasaportu, adamın ismine bakmış: "Leonardo di Caprio..." Fotoğrafa bakmış, bir zenci, adama bakmış aynı zenci... Bir süre baktıktan sonra öbür masaya seslenmiş, "Ula Cemal, bu Titanik batmış mıydı, yanmış mıydı?.."


GÜNÜN SÖZÜ


 


Başkalarının kusurlarını tartarken, parmağıyla terazinin kefesine bastırmayan insan pek enderdir. Baron Langenfauld


YEMEK MENÜSÜ


·   Kaşar Peynir


·   Zeytin, Çokokrem


·   Meyve Çayı


·   Havuç Çorba


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: YELER: (Tür.) Er. - Yel gibi hızlı, çabuk kimse.


Kız: TUTKUN: (Tür.) 1. Bir şey ya da birine düşkün bağlı. 2. Bol, verimli. 3. Esir, tutsak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


MANİ


 


Titretin ışıkları
Çalıver kaşıkları
Yürü tirenim yürü
Kavuştur âşıkları


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Kim evini kiraya vermez?


Cevabı Yarın.      


Dünkü Cevap:Lahmacunla

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler