ÎTİKÂD:...EN HAYIRLI ASIR: SAHÂBE-İ KİRAM ASRI
Sahâbe-i Kirâm'ın Resûlullâh (s.a.v.) ile ilk sohbetlerinde elde ettikleri makam, ümmetin diğer velîlerinin en son mertebede ancak bir nebzesini elde edebildiği makamdır. Bu sebepledir ki, Hz. Hamza'yı (r.a.) öldüren Hz. Vahşî (r.a.), tabiînin en hayırlısı olan Uveysü'l-Karanî'den daha üstündür. Bu fazîlet, İslâm'a ilk girdiği sırada bir kere de olsa öncekilerin ve sonrakilerin efendisi olan Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sohbeti şerefi ile şereflendiği içindir. Hz. Vahşî'nin, beşeriyetin efendisi Resûlullâh (s.a.v.) ile beraber ilk sohbetinde elde ettiği makam, Üveysü'l-Karanî'ye, ulaştığı son mertebede dahi verilmemiştir. Bu hususiyet sebebiyledir ki ashâb-ı kiramın asrı en hayırlı asır olmuştur.
Abdullah b. Mübârek'e (r.h.) "Hz. Muâviye mi daha faziletlidir, yoksa Ömer b. Abdülazîz mi?" diye sorulduğunda "Resûlullâh (sav.) ile beraberken Muâviye'nin (r.a.) atının burnuna giren toz, Ömer b. Abdülaziz'den şu kadar daha hayırlıdır." demiştir. (Mektubat-ı İmam Rabbani 66.mektubdan)
HANIMLARIN HAKLARI
Birgün bir kişi hanımını şikâyet etmek için Hz. Ömer'in (radıyallâhü anhj evine gitmişti. Kapının önüne gelince, içeride hanımı Ummü Gülsüm'ün Hz. Ömer'e çok söz söylediğini, Hz. Ömer'in ise hiç cevap vermediğini duyup kendi kendine, ben hanımımı şikâyete geldim. Hz. Ömer de hanımından söz işitiyor. Ben de artık evime gideyim, derken Hz. Ömer (r.a.) dışarı çıktı. 'Ne için gelmiştin,' diye sordu. Efendim, hanımımdan şikâyete gelmiştim. Size söylenenleri duyunca geri dönüyorum, dedi.
Hz. Ömer (r.a.) "Hanımımı, üzerimde olan şu hakları sebebiyle affederim: Nefsim onunla sakin olup haramlardan kurtulur, Cehennem ile benim aramda perdedir, ben evde olmayınca evimin bekçisidir, çamaşırlarımı yıkar, çocuklara bakar, ekmeğimi yapar, yemeğimi pişirir. Onun üzerimdeki bu hakları, onu azarlamaktan beni alıkoyar." buyurdu. O şahıs, 'Doğrusu, benim hanımımın da benim üzerimde bu hakları vardır. Ben de onu affettim,' dedi. |
FIKRA
Amerika’da zencinin biri pasaportunu kaybetmis, aksilik ya, o gün de Türkiye'ye uçacak.. Kara kara düşünürken yolda bir pasaport bulmasın mı!.. Hemen almış yerden, bir bakmış ki Leonardo di Caprio'nun pasaportu... "Ne olursa olsun" demiş ve şansını denemeye karar vermiş. Çıkarmış Leonardo'nun fotoğrafını, kendi fotoğrafını yapıştırmış. Uçmus Türkiye'ye... Atatürk Hava Limanı’nda görevli pasaport memuru Temel'in karşısına gelmiş. Temel almış pasaportu, adamın ismine bakmış: "Leonardo di Caprio..." Fotoğrafa bakmış, bir zenci, adama bakmış aynı zenci... Bir süre baktıktan sonra öbür masaya seslenmiş, "Ula Cemal, bu Titanik batmış mıydı, yanmış mıydı?.." |
GÜNÜN SÖZÜ
Başkalarının kusurlarını tartarken, parmağıyla terazinin kefesine bastırmayan insan pek enderdir. Baron Langenfauld |
YEMEK MENÜSÜ
· Kaşar Peynir
· Zeytin, Çokokrem
· Meyve Çayı
· Havuç Çorba |
ÇOCUĞUNUZA İSİM
Erkek: YELER: (Tür.) Er. - Yel gibi hızlı, çabuk kimse.
Kız: TUTKUN: (Tür.) 1. Bir şey ya da birine düşkün bağlı. 2. Bol, verimli. 3. Esir, tutsak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder