NASÎHAT: EN İYİ VE EN KÖTÜ
Birgün Hz. Lokman'dan, bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça et getirmesi istendi. Lokman aleyhisselâm da, kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirdi.
Birkaç gün sonra, bu defa hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesi istendi; o, yine dilini ve yüreğini getirdi. Sebebi sorulunca Lokman (a.s) şöyle dedi:
"Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; (bu ikisi) kötü olursa, bunlardan daha kötüsü olmaz."
SIFIR ÜZERİNE KURULMUŞ BİR MEDENİYET
İslâm matematik bilgisinin batıya yayılmasından önce Avrupa kültürü bir rakam sisteminden bile mahrumdu. Eski Yunan-Lâtin kültürünün rakamsız olduğundan sayılar rakamla değil harfle anlatılmıştır. "Roma rakamlarında her sayı bir harfle ifâde edilir. Meselâ bir 1" harfi "bir" adedini, "V" harfi "beş" adedini, "X" harfi "on" adedini ve "C" harfi de "yüz" adedini gösterir! Fakat bu sistemde en zarurî rakam olan "sıfır" yoktur. Sıfırsız Roma rakamları ile de matematik ilimler kurulamayacağı tabiîdir. Profesör Risler'in 1955'de yayınlanan eserinde İslâm îcâdı olan sıfırın keşfi şöyle îzâh edilir:
"Herhalde hiç tereddüde kapılmadan denilebilir ki 'sı-fır'ın îcâdı insanoğlunun en büyük keşiflerinden biridir".
Rakam sisteminin en zarurî esâsı olan sıfırın bir İslâm îcâdı olduğu da şöyle anlatılır:
"Mîlâdın 976 târihinde Mehmed bin Ahmed'in Mefâ-tîhu'l-Ulûm adındaki eserinde eğer onlar hanesinde (basamağında) hiçbir sayı mevcut değilse sırayı muhafaza için küçük bir dâire yâni sıfır konulması, yazılı idi. İşte bu dâire, Arapçanın (boş) mânâsına gelen (sıfır) kelimesinden Lâtince'ye geçen (Zero)nun menşeidir. Eski Yunanlılar da, Romalılar da sağlam bir rakam sistemi keşfedememişlerdir. Eski insanfar hep parmakları ile sayı saydıkları için, batı âleminde hesap ilmi Meh- • med b. Ahmed'in sıfırı keşfinden ikiyüz elli yıl sonra sıfır kullanılıncaya kadar inkişâf edememiştir."
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder