Î'TİKAD: MUHAMMED MUSTAFÂ (S.A.V.)
Her müslümânın şöyle inanması farz-ı ayındır: Mu-hammed Mustafâ (s.a.v.) bütün peygamberlerin sonuncusudur. Âdem (a.s.) ile onun arasında çok peygamberler gelmiştir. Hepsinin sayısını Allâhü Teâlâ bilir, bazılarının isimleri Kur'ân-ı Kerîm'de bildirilmiştir.
Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v.) peygamberlerin hepsinden ve bütün yaratılanlardan üstündür. Sevabı ve derecesi hepsinden yüksektir. Allâhü Teâlâ'nın ha-bîbi(sevgilisi)dir. Bütün yaratılanlardan yüksek olmak Muhammed Aleyhisselâm'a mahsustur.
Muhammed Aleyhisselâm'ın üstünlükleri çoktur. Allâhü Teâlâ onun nurunu ve ruhunu bütün yaratılmışlardan önce yaratmıştır. Bir hadîs-i şerîfte: "Adem ruh ile cesed arasında iken ben peygamber idim" buyu-ruldu. Onun peygamberliği diğer peygamberlerin peygamberliklerinin aslıdır. Bununla beraber bütün peygamberlerden sonra dünyâya gelmiş ve peygamberlik onunla bitmiştir. Demek ki, dünyaya peygamber olarak gelmiş ve kırk yaşında peygamber olduğu bildirilmiştir. Böyle inanmak lâzımdır. Yoksa 'Kırk yaşında peygamber oldu.' demek yanlıştır.
Muhammed Aleyhisselâm'ın ümmeti bütün ümmetlerden hayırlıdır. Cennet'e diğer ümmetlerden önce gireceklerdir.
Peygamberler ancak insanlara gönderilmiştir. Ancak Muhammed Aleyhisselâm bütün insanlara ve cinlere gönderilmiştir. İnsanların ve cinlerin peygamberi olmak bizim peygamberimize mahsustur. Hz. Süleyman'ın (a.s.) cinlere hükmetmesi saltanat sebebiyle olup cinlere peygamber olmak yoluyla değildir. Nuh'un (a.s.) tufanda gemideki hayvanlara hükmetmesi onları zaptetmek sebebiyledir; nübüvvet cihetiyle değildir. Ama bizim peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâm insanlara, cinlere ve bütün mahlûkâta ve peygamberlere dahi peygamber olmuştur. Kâinatın peygamberi ve efendisidir. Dîni kıyamete kadar, mahşerde dahi bakî ve dâimdir. (Sallallâhü aleyhi ve sellem)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder