26 Ocak 2010 Salı

27 Ocak 2010









































Bugün 27 Ocak 2010 12 Safer 1431 K.Sani: 14 Kasım 81 Osmanlı'nın Kuruluşu (1299)-III.Mehmet'in tahta çıkışı (1595)-Şair Nef'i'nin vefatı (1635)


HADİS-İ ŞERİF


 


Dünyada garipler 4’tür. Zalimin göğsündeki (zihnindeki) emri tutulmayan Kur’an; Bir topluluk ortasında bulunup ta içinde namaz kılınmayan cami; Bir evde bulunup ta, kabından çıkarılıp okunmayan Kur’an; Kötü huylu insanlar arasında kalan iyi huylu kişi... (Deylemi).


 


İHLÂS SÛRESİNİ ÇOK OKUMANIN FAZİLETİ


Enes b Mâlik (r.a.) rivayet etti: Resûlullâh (s.a.v.) ile beraber Tebük'te idik. Güneş daha önce görmediğimiz bir ışık ile doğdu. Her yer öncekilerden farklı bir şekilde parlaktı. O gün Cebrâîl (a.s.) peygamberimize geldi. Resûlullâh (s.a.v.): "Ey Cebraîl! Bu gün güneşi daha önce hiç görmediğim şekilde parlak görmekteyim. Niçin? diye sordu. Cebrail (a.s.); "Bugün Muâviye el-Leysı Me­dine'de vefat etti. Allâhü Teâlâ ona yetmiş bin melek gön­derdi. Cenaze namazını bu melekler kılıyor." dedi.


Resûlullâh (s.a.v.); "Peki, ona niçin böyle ikram edili­yor?" dedi Cebrail (a.s.); "O, Ihlâs sûresini çok okurdu. Gece gündüz, sabah akşam, ayakta, oturarak ve yürür­ken hep okurdu." diye cevap verdi.


OSMANLI İTFAİYESİ; TULUMBACILAR


Tulumbacılar, yangın çıkınca etrafa yayılmadan sön­dürmek ve mahsur kalanları kurtarmak için kurulan bir Osmanlı devri teşkilâtıdır. 1720 senesine kadar İstan­bul'da çıkan yangınları, yeniçeriler söndürürlerdı. On sekizinci asrın başlarında yangın söndürmek için (suyu tazyîk ile alevlere püskürten) tulumba yapıldı ve Tulum­bacı Ocağı kuruldu. 1869'da belediye merkezlerine, mahallelere tulumbalar verilerek semt tulumbacı ocak­ları   bir kaç sene sonra da itfaiye alayları kuruldu. 1923'ten sonra itfaiye teşkilâtı belediyelere devredildi. Tulumbacılar, şehrin yüksek yerlerindeki yangın kule­lerinden yangınları haber alırlar, başta reisleri omuzla­rında su tulumbaları ve yangın söndürme aletleriyle vanam yerine koşarlardı. Yangına koşar adım gidildiğin­den neferlerin yorulmaması ve gidiş hızının azalma­ması için uygun yerlerde takım değiştirilirdi. Tulumbayı sırtlarında taşıyanlara uşak, tulumba takımının ağası ve vol Göstericisine Fenerci denirdi. Borucu su sıkılan bo­ruyu taşır ve alevlere su sıkardı. Kökenci ise borucunun kullandığı boruyu tutarak düşmemesini sağlar hortumcu da hortumları kullanırdı.


 


FIKRA


 


Kahvede oturan laz, kafasıyla duvara çivi çakabileceğini iddia eder. Kahvedekiler inanmaz. Laz 2’lik çiviyi tutar, kafayı çakar ve çivi duvara geçer. İddiayı büyütürler. Bu kez 4’lük çivi duvara gömülür. En sonunda temel çivisine kadar getirirler iddiayı. Laz kafayı vurur, çivi yarıya kadar girer. Bir kez daha vurur, çivi aynen duruyordur. Duruma inanamayan laz yan dükkana geçer ve bakar. Çivi çakılan yerin tam karşısında kafayı duvara dayamış durumda uyuklayan bir başka laz vardır.


GÜNÜN SÖZÜ


 


Anı yazmak, ölümün elinden bir şey kurtarmaktır. Andre Gide


YEMEK MENÜSÜ


·   Arnavut Ciğeri


·   Makarna


·   Salata


·   Kek


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: YILDIZHAN: (Tür.) Er. - Yıldızların hakanı.


Kız: TRAJE: (Fars.) Ka. - Gökkuşağı.


MANİ


 


Avlu dibi örümcek
Aklım gitti görüncek
Ben aklımı yemedim
Köylülere gidecek


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Hangi kale tarihi değildir?


Cevabı Yarın.      


Dünkü Cevap:Kafa ütülenir


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler