İHLÂS SÛRESİNİ ÇOK OKUMANIN FAZİLETİ
Enes b Mâlik (r.a.) rivayet etti: Resûlullâh (s.a.v.) ile beraber Tebük'te idik. Güneş daha önce görmediğimiz bir ışık ile doğdu. Her yer öncekilerden farklı bir şekilde parlaktı. O gün Cebrâîl (a.s.) peygamberimize geldi. Resûlullâh (s.a.v.): "Ey Cebraîl! Bu gün güneşi daha önce hiç görmediğim şekilde parlak görmekteyim. Niçin? diye sordu. Cebrail (a.s.); "Bugün Muâviye el-Leysı Medine'de vefat etti. Allâhü Teâlâ ona yetmiş bin melek gönderdi. Cenaze namazını bu melekler kılıyor." dedi.
Resûlullâh (s.a.v.); "Peki, ona niçin böyle ikram ediliyor?" dedi Cebrail (a.s.); "O, Ihlâs sûresini çok okurdu. Gece gündüz, sabah akşam, ayakta, oturarak ve yürürken hep okurdu." diye cevap verdi.
OSMANLI İTFAİYESİ; TULUMBACILAR
Tulumbacılar, yangın çıkınca etrafa yayılmadan söndürmek ve mahsur kalanları kurtarmak için kurulan bir Osmanlı devri teşkilâtıdır. 1720 senesine kadar İstanbul'da çıkan yangınları, yeniçeriler söndürürlerdı. On sekizinci asrın başlarında yangın söndürmek için (suyu tazyîk ile alevlere püskürten) tulumba yapıldı ve Tulumbacı Ocağı kuruldu. 1869'da belediye merkezlerine, mahallelere tulumbalar verilerek semt tulumbacı ocakları bir kaç sene sonra da itfaiye alayları kuruldu. 1923'ten sonra itfaiye teşkilâtı belediyelere devredildi. Tulumbacılar, şehrin yüksek yerlerindeki yangın kulelerinden yangınları haber alırlar, başta reisleri omuzlarında su tulumbaları ve yangın söndürme aletleriyle vanam yerine koşarlardı. Yangına koşar adım gidildiğinden neferlerin yorulmaması ve gidiş hızının azalmaması için uygun yerlerde takım değiştirilirdi. Tulumbayı sırtlarında taşıyanlara uşak, tulumba takımının ağası ve vol Göstericisine Fenerci denirdi. Borucu su sıkılan boruyu taşır ve alevlere su sıkardı. Kökenci ise borucunun kullandığı boruyu tutarak düşmemesini sağlar hortumcu da hortumları kullanırdı.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder