SIHHAT VE SIHHATE İTİNÂ
"Bedeni korumak, onun sıhhatini te'min ve hıfzetmek akdem-i ferâizdendir. Mevlâ-yı Müte'âl "ve lâ tülkû bi eydîküm ile't-tehlüketi."*
Bu emirde, beden ve sıhhat tehlikesinden korunmak, onun kapılarını seddetmek birinci dereceyi ihraz eder. Her iş sıhhate vabestedir. Bu olmadıkça gerek din gerek dünya işleri tam ve kâmil olmaz. Onun için bazı ekâbir "el ılmu ılmân, ılmu'l ebdân, sümme ilmu'l-edyân."** sözlerini söyleyerek ilm-i ebdânı, ilm-i edyân üzerine tercih eylemiştir. Bu sözlerden murâd sırf sıhhate ehemmiyet vermek noktasına ma'tuftur. Biz her işin kemâline tâlib olacağız. Aşağısı ile veyahut vasatı ile iktifa etmeyeceğiz.
Sıhhat, niam-ı azîme-i Mevlâ'dandır. Fakat devamı zamanında kıymeti en az takdir olunur. Ona şükür, va-zîfe-i ibâdet ve ubudiyettir. Bu nîmet-i uzmâyı elden gidermek, muhafaza etmek, yahut onu tahrîb eylemek kendi elimizdedir. Her hâlde, irâdemizi, vaktimizi, sıhhatimizin hüsn-i muhafazasına sarfetmeliyiz. Bu babda asla ihmâl göstermemeliyiz.
İrâde-i Hak, irâde-i beşere tâbi'dir. İrâde-i beşer müessirdir. İrâdenin müteallikâtını halk, Mevlâ'ya âiddir. Bütün irâdetlerimizi iyi ve kemâl cihetine sarfa memuruz ve bununla mükellefiz." (Mektublar, S. H. Silistrevî)
* Meali: Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. (Bakara, 195)
** İlim ikidir. Bedenler ile alâkalı yani tıp ilimleri, bundan sonra dîn ilimleri.
Lügatçe:
Akdem-i ferâiz: Farzların en önde geleni.
Vabeste: Bağlı
Niam-ı azîme-i Mevlâ: Allah'ın büyük nimetleri.
Vazîfe-i ibâdet ve ubûdiyyet: İbâdet ve kulluk vazifesi.
Nîmet-i uzmâ: Büyük nimet.
Hüsn-i muhafaza: İyi muhafaza.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder