26 Eylül 2010 Pazar

27 Eylül 2010



































Bugün 27 Eylül 2010 19 Şevval 1431 Eylül: 14 Hızır 145 Preveze Deniz Zaferi (1538)-Deniz Kuvvetleri Günü


HADİS-İ ŞERİF


 


Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar. Ravi: Tirmizi, Cihâd 3


 


İNSANLARLA ALAY ETMENİN SONU


Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: "İnsanlarla alay edenlerden birine âhirette cennetten bir kapı açılır da ona 'Gel, gel!' denilir. O da sıkıntılı ve kederli gelir. Kapıya geldiği zaman, yüzüne kapatılır. Sonra ona başka bir kapı açılır ve yine 'Gel, gel!' denilir. Hemen sıkıntılı ve kederli bir şekilde gelir. Kapıya gel­diğinde yine yüzüne kapatılır.


Bu şekilde devam eder. Nihayet onlardan birine cen­netten yine bir kapı açılır ve 'Gel!' denilir. Ama artık ümi­dini kesmiş olduğu için gelmez."


SULTÂN SÜLEYMAN ALEYHİSSELÂM


Süleyman aleyhisselâm, babası Hz. Dâvûd'dan son­ra kavminin peygamberi oldu. İlim, hikmet ve saltanatta pederine vâris kılındı. Hiç kimseye verilmemiş bir mülk ve saltanat ona verildi. Pederinin vasiyeti üzerine Mes-cid-i Aksâ'nın binasını tamamladı.


Süleyman aleyhisselâm; sultân oluşundan vefatına kadar, Allâhü Teâlâ'ya karşı huşûundan dolayı, başını semâya kaldırmamıştı. Son derece mütevâzî (alçak gö­nüllü) idi. Miskîn (son derece fakir)lerin yanlarına varır, onlarla oturur: "Miskîn, miskinle oturur." derdi.


Hurma yaprağından zenbil örüp satar, elinin emeği ile geçinir, arpa ekmeği yerdi. Her ayın başında altı gün, ortasında üç gün, sonunda da, üç gün oruç tutardı.


"Biz hayâtın yumuşak olanını da, sert olanını da de­nedik. Onlardan, aşağı olanını yeterli bulduk. İnsanlara verilmeyen şeyler bize verildi. İnsanlara verilmeyen ilim­ler bize verildi. Fakat, şu üç şeyden: Öfke ve sükûnet hâlinde hilimden; yoksulluk ve bolluk hâlinde tutum­luluktan gizlide ve açıkta Allah korkusundan daha üstün bir şey bulamadık." buyurmuştur.


Süleyman aleyhisselâmın oğluna tavsiyesi şöyledir:


"Ey oğulcuğum! Fakirlikle birlikte günah işlemek, ne kadar kötüdür. Hidâyetten sonra dalâlete düşmek ne kadar kötüdür/Kişinin, Rabbine ibâdet edip dururken ibâdeti bırakması ise, bundan daha kötüdür."


 


FIKRA


 


Yıllardır yatalak hasta olan Cemal ölümün yaklaştığını hisseder ve karısına vasiyetini bildirir:


- Ben ölünce bizim Temel’le evlen; gözüm arkada kalmaz.


- Mesele değil... Biz zaten nişanlı sayılırız.


GÜNÜN SÖZÜ


 


Unutulmak istemiyorsan, ya okunacak şeyler yaz,ya da yazılmaya değer şeyler yap. Benjamin Franklin


YEMEK MENÜSÜ


·   ETLİ TÜRLÜ


·   ERİŞTE


·   YOĞURT


·   MEYVE


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞAHADEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin tanıklığı. Dinin belirtisi, işareti. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.


Kız: ŞÂDÂN: (Fars.) Ka. - Keyifli, neşeli, sevinçli.


MANİ


 


Harmanlarda ot bitti
Goyun yayulsun diye
Hatıp kekül sallamış
Muhtar bayulsun diye


KARİKATÜR


 


BİLMECE


İlanı aşk ile ilanı harp arasında ne benzerlik vardır?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: İki kaynanaya sahip olmak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler