RİYAKÂRIN AKIBETİ.
Kıyamet gününde bazı insanların cennete girmeleri emredilir. Bunlar cennete yaklaşır, cennetin kokusunu alırlar. Cennet saraylarına ve Allah'ın cennet ehli için hazırlamış olduğu nimetlere bakarlar. "Onları oradan uzaklaştırın! Onların orada nasibi yoktur!" diye nida olunur.
Bunun üzerine büyük bir pişmanlıkla geri dönerler. Daha evvel böyle dönen olmamıştır. Ve şöyle derler:
"Yâ Rabbi! Bizi, mükâfatını ve dostların için hazırladığın nimetleri göstermeden cehenneme atsaydın bize daha kolay gelirdi."
Allâhü Teâlâ şöyle buyurur: "Bunu size (göstermeyi) ben istedim. Siz, yalnız kalıp (kimsenin sizi görmediği zamanlarda) bana karşı büyük günahlar işlediniz. İnsanlarla karşılaştığınızda -kendinizi gizleyerek kalbinizin bana verdiğinin aksine- insanlara gösteriş yaparak kendinizi gizliyordunuz. İnsanlardan korktunuz da benden kokmadınız. İnsanları yücelttiniz de bana tazîm etmediniz. İnsanlar için terk ettiniz ama benim için terk etmediniz. Bugün mükâfattan mahrum edilmenizle birlikte elem veren azabı size tattırıyorum."
SULTAN BÂYEZİD HAN'IN İSTANBUL'U KUŞATMASI
Sultan Bâyezid Han Kostantiniyyeyi (İstanbul'u) kuşattığı sırada, Macar kralının Niğbolu üzerine yürüdüğü haberi geldi. Kostantin kuşatmasını bırakıp seçkin on bin yiğitle yıldırım gibi Niğbolu üzerine vardı.
Düşmanlar sarhoş ve gafil uyurken gelip gece baskını yaptılar. Düşman 'Türk geldi' diye korkuya düşüp, gece yarısında kimi ürken atların altında kaldı, kimi sarhoş halinde birbirini kırdı. Çoğu da Tuna suyuna düşüp boğuldular. Koca kral güçlükle kurtuldu. Gâzîler ganîmet bulup gayet zengin oldular.
Sultan Yıldırım Bâyezid Han bu gazadan dönüp bıraktığı Kostantin üzerine yürüdü. Sonunda tekfur ile sulh olunup İstanbul içine adam koydular. Padişah bir kadı (hâkim) tayin etti. Tarakçı Yenicesi hisarının halkını getirip İstanbul içine yerleştirdiler. Mescit yapıp bir mahalle kurdular.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder