İLMİHAL: MÜKELLEFLERİN FİİLLERİ
Farz ve vâcib ikisi de Cenâb-ı Hakk tarafından işlenmesi emrolunan ameldir. Fakat kat'iyyen yani şüphe götürmez ve te'vîl kabul etmez şekilde emrolunmuş ise farz denilir.
Eğer öyle kat'î olmayıp da başka mânâya hamloluna-bilecek (gelecek) şekilde emrolunmuş ise vâcib denilir.
Meselâ beş vakit namaz kılmak farzdır. Kur'ân-ı Ke-rîm'de beş vakit namazı kılınız diye açıkça emrolunmuş-tur. Ama Kurban Bayramında kurbân kesmek vaciptir. Kevser Sûresi'nde "...Namaz kıl ve hayvan kes" diye mutlak olarak emrolunmuş; bayram namazı kıl ve kurban kes diye açıkça bildirilmediğinden vâcib olur da farz olmaz.
Farzı terk eden Cehennem azabına lâyık ve inkâr eden kâfir olur. Vacibi terk eden dahi Cehennem azabına lâyık olur. Ama inanmayan kâfir olmaz.
Sünnet, Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) Hazretlerimin çoğu zaman işlemiş olduğu şeydir. Terk eden azaba lâyık olmaz, lâkin itaba (azarlamaya) müstehak olur. Ezan okumak, kamet getirmek ve namazı cemâatle kılmak gibi.
Müstehab, Resûl-i Ekrem'in ömründe bir veya iki kere işlediği yâhud işlenmesinde sevâb olduğunu beyân eylemiş olduklarıdır. İşlemeyene azab ve itâb (azarlama) yoktur, lâkin işleyene sevap vardır. Nafile namaz kılmak ve nafile oruç tutmak ve nafile sadaka vermek gibi.
Mübâh, gerek işlenmesinde, gerek işlenmemesinde sevap ve günâh yoktur. Oturmak, kalkmak, yürümek gibi.
Haram, Allâhü Teâlâ'nın katiyyen yasakladığı şeydir ki farzın mukabilidir. Onu işleyen Cehennem azabına müstehak ve helâl sayan kâfir olur. Zina, gıybet, yalan, iftira ve insan öldürmek gibi.
Mekruh, iki kısımdır: Biri tahrîmen mekruhtur ki vacibe mukabil olur ve onu işleyen Cehennem'e lâyık olur, lâkin inanmayan kâfir olmaz. Eşek eti yemek ve yatsı namazını gece yarısından sonra kılmak gibi.
İkincisi tenzîhen mekruhtur ki işleyen azaba lâyık olmaz, lâkin azarlanmaya lâyık olur!
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder