HZ. ÖMER'İN HUKUKA HİZMETLERİ
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Hazretleri, dînî hükümleri maz-har olduğu ilâhî vahye göre beyân eder, fetva verirdi. Hakkında emr-i ilâhî bulunmayan bazı meseleler hakkında da ictihadda bulunur veya Ashâb-ı Kiram ile istişare ederdi.
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) irtihâlinden sonra halifesi Ebû Bekir de (r.a.) Allah'ın kitabında ve Resulul-lah'ın hadislerinde bulunan hükümler dâiresinde muamele yapar, lüzum görürse ashabın ileri gelenleri ile istişarede bulunur, her hâdiseyi Resûlullah'ın usûlü üzere hallederdi.
Diğer Hulefâ-yı Râşidîn hazretleri de bu şekilde hareket etmişlerdir.
Bilhassa Hz. Ömer, pek yüksek bir anlayışa sahip bulunuyordu. Halifeliği zamanında dinin hükümleri dâiresinde hareket eder, zaman zaman Ashâb-ı Kiram ile müşaverede bulunur, birçok hükümleri birer şûra neticesinde verirlerdi.
Hz. Ömer, adalet işleri için kuvvetli ve iktidar sahibi, en seciyeli zâtları vazifelendirdi. Kadılara (hakimlere) yüksek tahsisat (maaş) verir, hâkimlerin servet sahiplerinden olmalarını tercih ederdi. Her tarafa pek dirayetli (ilim ve tecrübe sahibi) kadılar göndermişti.
Hz. Ömer, kadılarına gönderdiği fermanlarda hükümlerini Kur'ân-ı Mübîn'e, hadîs-i şerîflere, icmâ-ı ümmete dayandırmalarını emretmiş, bunlarda bulamayacakları hükümler hakkında ictihadda bulunmalarını, kıyâsa müracaat etmelerini tavsiye buyurmuştu.
Hz. Ömer, insanların bilmedikleri meseleler, hükümler hakkında malûmat elde edebilmeleri için de müftüler tâyin etmişti. Herkes, ihtiyaç duyduğu dînî, hukukî malumatı müftülerden sorup öğrenerek ona göre harekâtını tanzim edebilirdi. Bu vazifenin ehli olmayan kimseler tarafından yapılması, fayda yerine zarar getireceğinden müftüleri Hz. Ömer tâyin eder ve kendisinden müsaade almayan kimseleri fetva vermekten men ederdi.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder