HZ. İBRAHİM (A.S.) VE ON SUHUF
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Ailâhü Teâlâ, Hz. İbrahim'e on sahîfe indirmiştir." buyurdular. Ebû Zerr (r.a.); "Yâ Resûiallâh, bu suhufta neler vardı?" diye sordu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); "Tamâmı nasîhatten ibarettir." buyurdular. O nasihatlerden:
"Ey halkın başına geçen gururlu hükümdar! Ben seni dünyâ servetini birbiri üzerine yığmak için değil, mazlumun hakkını zâlimden alasın diye gönderdim. Zîrâ ben, kâfir de olsa mazlumun duasını geri çevirmem."
"Akıl sahibi olup da nefsine mağlup olmamış kişi vaktini (gününü) dörde taksîm etmelidir; birinde Rabbine ibâdet etmeli, diğerinde Allah'ın yarattıklarında^ san'atını ve kendisine verdiği nimetleri tefekkür etmeli, bir diğerinde nefsini muhasebe etmeli, hesaba çekmeli, bir vakitte ise yiyecek ve içeceklerin helâl yoldan temini ile meşgul olmalıdır."
"Akıllı olan kimse bedenini ancak üç şeyde kullanmalıdır: Âhiret amelinde, dünyâdaki işlerini yoluna koymakta ve âhiret bineği olan vücûdunu haram olmayan şeylerden faydalandırmakta."
"Akıllı kimseye lâyık olan, zamanını bilmek, İcâbına göre bir meslek tutmak ve dilini muhafaza etmek, (mes'uliyet bakımından) sözün amelden sayıldığını bilmek ve dilini ancak kendisi için lüzumlu ve faydalı olan şeylerde kullanmak."
KABİR ÂLEMİ
Hz. Osman (r.a.) bir kabrin başında durarak sakalı ıslanıncaya kadar ağladı. Ona, 'Cenneti ve cehennemi hatırlarsın, ama bu kadar ağlamazsın. Neden kabrin başında bu kadar ağlarsın?' denilince, şöyle cevap verdi:
Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştu: 'Kabir, âhiret menzillerinin (konaklarının) evvelidir. Kişi ondan kur-tulursa sonrakiler ondan daha kolaydır. Şayet ondan kurtulamazsa ondan sonrası daha şiddetlidir.1
Resûlullâh (s.a.v.) diğer bir hadîs-i şerîflerinde "Kabirdeki manzaradan daha şiddetli bir manzara görmedim." buyurmuştu.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder