İLME SAYGI
Eğer insan bulunduğu mertebeden fazla tevâzû gösterirse bu dalkavukluktur. Herhangi bir isteğine kavuşmak için lâyık olduğundan fazla saygı göstermek, kötülenmiş ve hakîr görülmüştür. Böyle davranmakla nefis faydasız yere zelîl kılınmış ve onu hakîr görülmüş olur. Ancak ilim talebinde kötülenmemiştir. Üstadına ve hocasına böyle yapması methedilmiştir. Muâz bin Cebe! ve Ebû Ümâme (r.anhümâ)'dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: "Yaltaklanmak, mü'minin ahlâkından değildir, ancak ilim talebinde müstesna."
Talebeye yakışan, hocasına saygılı olması ve ona hizmet etmenin bir şeref olduğunu göstermesidir. Onun nasihatlerini câhil bir hastanın, mütahassıs (uzman) ve müşfik bir doktorun nasihatlerini dinleyip kabul ettiği gibi dinleyip kabul etmesidir.
Bir gün Zeyd bin Sabit (r.a.) bir cenaze namazı kıldı. Sonra binmesi için kendisine bir katır yaklaştırıldı. Ibn-i Abbâs (r.a.) binmesine yardımcı olmak için hayvanın üzengisinden tuttu. Bunun üzerine Zeyd b. Sabit (r.a.); 'Bırak, ey Resûlullah'ın amcasının oğlu!' dedi. İbn-i Abbas (r.a.) da; 'Biz âlimlerimize böyle davranmakla emrolunduk.1 dedi. Bu sözü işitince Zeyd bin Sabit (r.a.) atından inerek onun elini öptü ve; 'Biz de Resûlullâh (s.a.v.)'in ehl-i beytine böyle davranmakla emrolunduk.1 dedi.
MÂRUF İLE EMİR NASIL YAPILIR?
Hz. Hasan ve Hüseyin (r.anhümâ) bir gün ihtiyar bir zâtın abdest aldığını, fakat abdestini güzel alamadığını gördüler. Kendi kendilerine "Ona abdest almayı bilmediğini nasıl söyleriz. Zîrâ o kızabilir." elediler. Sonra ona abdest almayı öğretmeye karar verdiler ve yaklaşarak; "Ey amca! Bize bak, hangimiz daha güzel abdest alıyoruz." dediler. Ve onun önünde abdest aldılar. O da onlara bakıyordu. Abdestlerini alınca onlara dedi ki; "Siz benden daha güzel abdest alıyorsunuz. Ben abdestimi güzel alamıyorum. Ama güzel abdest almayı sizden öğrendim."
Hz. Hasan ve Hüseyin efendilerimiz böylece o zâtı incitmeden abdest almayı öğretmiş oldular. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder