Bugün 14 Temmuz 2010 2 Şaban 1431 Temmuz: 1 Hızır 70 II.Viyana Kuşatması (1683)-Fransız İhtilali (1789) |
HADİS-İ ŞERİF
Allah'ın kitabını okumak ve ders yaparak onu mutaala maksadıyla Allah'ın evlerinden birinde veya başka bir yerde bir araya gelen cemaate, muhakkak ki, Allah gönül huzuru verir. Onları rahmet ve lütfuna boğar. Melekler onların etrafını sarar ve Allah onları -Mele-i 'Âlâda- yanında bulunanların huzurunda överek anar. Ravi: Tirmizi, İlm 2 |
|
TA'DÎL-İ ERKÂNA RİÂYET
Namazlarda tâdil-i erkâna riâyet, İmam Ebû Yûsuf'a göre, -bir rükün olduğundan- farzdır. Bundan maksat, namazın kıyam, rükû ve secde gibi her rüknünü sükûnetle yerine getirmek ve bu rükünleri yaparken her âzâ (organ)nın yerine yerleşmiş olmasıdır.
Rükûdan kıyama kalkarken vücut dimdik bir hâle gelmeli ve sükûnet bulmalı, en az bir kere, "Sübhânallâhi'l-azîm" diyecek kadar ayakta durup sonra secdeye varmak her iki secde arasında da böylece bir teşbih miktarı durmak sünnettir.
Tâdil-i erkân, İmam-ı A'zam ile İmam Muhammed'e göre vâcibdir. Binâenaleyh farz olduğu takdirde, tâdil-i erkâna riâyet edilmeksizin kılınan bir namazı yeniden kılmak lazımdır.
Vacib olduğu takdirde ise, tâdil-i erkânı terkten dolayı sehiv secdesi lâzım gelir Fakat böyle bir namazı -vacib bilerek lerk etmek taftnmen mekruh olduğu için- yeniden kılmak evlâdır. Böylece insan ihtilâftan kurtulmuş olur.
Namazdan manevî bir zevk duyanlar, namazda tâdil-i erkâna riâyet ederler, acele etmekten sakınırlar. Acele etmeyi saygıya ve edebe aykırı görürler.
İbâdetle geçen zamanlar hayatın en faydalı ve en kıymetli saatleridir. Boş yere veya geçici bir fayda uğrunda zamanlarını harcayan insanların namaz gibi ulvî bir ibâdetten, ebedî bir saadet vesîlesinden, lâhûtî bir huzur neşvesinden bir an evvel çıkıp kurtulmaya çalışmaları pek garip ve acınacak bir hâl değil midir?
SAĞLIKLI YOLCULUK
Midenin boş bulunması veya sulu gıdaların alınmış olması vasıtalarda baş dönmesine veya mide bulantısına sebep olacağından vasıtaya binmeden önce susuz ve hafif yemek yemelidir.
|
FIKRA
Temel ile Cemal bir gün lüks bir otelin lobisinde harika bir hatun görürler. Temel der ki, “Ula Cemal, gidip bi’ bakayım, bu kadından iş çıkar mı?” Temel yaklaşır kadına, sorar:
- Benimle bi’ yemek yer misiniz?
- Bahse girerim şu kapıdaki Mercedes sizin değil.
- Değildir.
- Şöyle iyi durumda bir banka hesabınız da yoktur sanırım.
- Yoktur.
- Karadeniz kıyılarında şöyle iki katlı bir çiftlik eviniz de yoktur herhalde?
- Yoktur.
- Ha’di o zaman çek arabanı!
Temel boynu bükük döner Cemal’ın yanına.
- Ula Cemal, benim Limuzin’i sana versem Mersedes’ini bana verir misin?
- Veririm Temel’im.
- Bi’ telefon etsem kendi bankamda bana hesap açarlar mı?
- Açarlar Temel’im.
- Tamam da, herhalde bizim peder üçüncü katı yıkmama izin vermez!.. |
GÜNÜN SÖZÜ
Metodu olan topal, metotsuz koşandan daha çabuk ilerler. Francis Bacon |
YEMEK MENÜSÜ
· PİLİÇ SOTE
· ERİŞTE
· M.SALATA
· ÇORBA |
ÇOCUĞUNUZA İSİM
Erkek: SİYAMI: (Ar.) Er. - Oruç tutan, oruçlu, kötülükten kaçınan.
Kız: SIRRİYE: (Ar.) Ka. - 1. Sırla ilgili, sırra ait. 2. Mistik. |
MANİ
İndim dere akmıyor Yârim bana bakmıyor Yolladığım çiçekler Kurumuş ta kokmuyor |
KARİKATÜR
|
BİLMECE
Yeşil mantolu, Kırmızı elbiseli, Siyah düğmeli.
Cevabı Yarın.
Dünkü Cevap: (Kaplumbağa) |
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder