SADAKALARI GİZLİ Mİ, AŞİKÂR MI VERELİM?
Resûlullâh'a (s.a.v.) "Sadakanın gizlisi mi daha fazîlet-li açıktan verileni mi?" diye sormuşlardı. Cevaben şu mealdeki âyet-i kerîme nazil oldu: "Eğer sadakaları açıktan verirseniz o ne iyi ve eğer onları gizler de fakirlere öyle verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızdan bir kısmına keffâret olur. Hem Allah her ne yaparsanız haberdardır." (Bakara, 271)
Sadaka, lügatte sıhhat ve kemâl mânâlarınadır. Çünkü zekât verilmekle mal temizlenip sıhhat ve kemâline N sebep olur. Bir de imanda sadâkat ve kemâle delâlet eder. Her sadakada bu mânâ vardır.
Açıktan vermenin güzel olduğunu bildiren âyetin birinci kısmı farz olanlar hakkında, gizlemenin daha hayırlı olduğunu bildiren ikinci kısmı da nafileler hakkındadır. Ancak bir insanın zekâtını aşikar vermesi, servetinin tamamını göstermesi demek olacağından bâzı zamanlar ve hele bâzı şahıslar hakkında birtakım kimselerin hasedini ve zâlimlerin hırsını tahrik ederek zarara sebep olabilir. O zaman malını gizlemek daha iyi olacağından zekâtını gizlemesi de daha fazîletlidir.
Fakat bir mahzur bulunduğu ve meselâ açıktan verildiği zaman lâyık olan mahalline teslim olunamayacak-sa bunu da nafile gibi gizli vermek daha faziletlidir. Çünkü nafilelerde gizli vermek açıkça vermekten yetmiş kat daha faziletlidir. Farzda da açıkça vermek, gizlice vermekten yetmiş kat daha faziletlidir.
Ancak Allâhü Teâlâ açık-gizli her ne yaparsanız, onlardan haberdârdır. Binâenaleyh Allah'a bildirmek için sadakalarınızı dünyâya ilân etmeye kalkışmakta da bir mânâ yoktur. Gizlemek ihlâsa daha uygun olur.
KUR'ÂN-I KERÎMİN FAZİLETİ
Bir gün Resûli Ekrem sallallâhü aleyhi vesellem Hazretlerine ensardan bazıları: "Yâ Resûlallâh! Bu gece Sabit bin Kays'ın hanesi parıldıyordu, etrafı yıldızlar gibi idi, ne buyurursun?" dediler. "Belki Bakara Sûresini okumuştur." buyurdu. Bunun üzerine Sabit bin Kays'a sorulduğunda 'Sûre-i Bakara okudum' dedi.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder