SULTAN ABDÜLHAMİD HANA DÂİR
• Sultan Abdülhamid Han Aile beşiği olan Eskişehir ve öğüt civarındaki Karakeçili aşiretinden iki yüz kişilik bir “Söğütlü Maiyyet Bölüğü" teşkil etmiştir.
Mâbeyn Başkâtibi Tahsin Paşa hatıratında diyor ki: Sultan Abdülhamid Han'ın bu mızraklı bölüğüne fevkalâde teveccüh ve îtimâdı vardı. Sultan, Söğütlü bölüğünden dâima memnuniyet ve sitayişle bahseder, onlarla görüştüğü zaman:
- Öz hemşehrilerim! diye hitâb eylerdi.
• Sultan Abdülhamid'i meşrûtiyetten yıldıran muhtelif sebeplerin en mühimlerinden biri de anâsır (soy, milliyet) meselesi ve o zamanki Osmanlı devletinde Türk unsuru nun diğer unsurlara nispetle ekalliyette (azınlıkta) olması dır. Sultan Abdülhamîd Meclis-i Meb'ûsân'ın anâsır mücâdelesine sahne olacağı kanâatinde olup,
- HBlr hükümdar İçin lâzım olan şey memleketin man» faatldlr, Eğir bu menfaat Kanûn-ı Esasî'nln İlânı ist o da yapılıyor, Fakat iyi tatbik olunur mu, Türk'ün menfaati mahfuz kalır mı, burası bilinmezi" demiştir.
Pâdişâhın bu millî endişesinde ne kadir haklı olduğu» nu Ikinoi Meşrutiyet târihi bütün feoâatiyle isbât etmiştir,
• Sultan Abdülhamîd Iran hükümeti tarafından Azerbaycan'da yasaklanmış elan Türk dilinin tedris lisânı olmasını termin etmiş ve Azerbaycan mekteplerinden Türk dili yasağı kaldırılmıştır,
Iran şahı Muzafferüddin Kacar'ın İstanbul'a gelmesinden istifâde eden Sultan, o zamana kadar Azerbaycan mekteplerinde tedrisi yasak olan Türk diline âit yasağın kaldırılmasını te'min etmiştir. İstanbul gazeteleri bu müjdeyi şöyle neşretmişlerdir, "Tercümân-ı-Hakikafın ifâdesine göre Muzafferüddin Şah "Azerbaycan'da bulunan mekteplerde bundan böyle Fars dili ile beraber Türk dilinin dahi tedrisine ve bilhassa Türkçenin gereği gibi öğretilmesine itinâ edilmesini" emretmiştir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder