SELMÂN-I FÂRİSÎ (R.A.)
Ashâb-ı Kirâm'ın büyüklerinden ve meşhurlarından-dır. Silsile-i Şâdât'ın ikinci halkasıdır. İsfehanlıdır. Medine'ye gelip Müslüman oldu ve ehl-i beytten sayıldı. Müslüman olmadan önceki ismi Mâbeh idi. Müslüman olunca Peygamberimiz (s.a.v.), ona Selman ismini verdi. Künyesi Ebû Abdullah'tır.
Resûlullâh (s.a.v.), Hz. Selman'ı Ebu'd-Derdâ (r.a.) ile kardeş yapmıştır.
Hendek Harbi'nde şehrin müdâafası için Selman (r.a), Resûlullah'a (s.a.v.) "Yâ Resûlallâh! Biz İran'da muhasara edildiğimiz zaman şehrin etrafında bir hendek kazarak kendimizi müdâfaa ederdik." dedi. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Hz. Selman'ın teklifini güzel buldu ve Medîne-i Münevvere'nin taarruza, hücuma açık cihetlerinden hendek kazılmasını emir buyurdular.
Bütün sahabe, Hz. Selman'ı seviyordu. Ensâr, Şel-mân'ı (r.a) sahiplenerek, "Selman bizdendir." dediler. Bunun üzerine Muhacirler "Hayır, Selman bizdendir." demeye başladılar. Resûlullâh Efendimiz de (s.a.v.); "Selman bizden, ehli beytdendir." buyurdular. Onun hendek kazma işindeki gayretinden sonra, Resûluflâh (s.a.v.), onu Selmânü'l-Hayr (Hayırlı Selman) olarak isimlendirmiştir.
Resûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin, Selmân-ı Fârisî hakkındaki bazı hadîs-i şerîfleri:
• "Önde gelenler dörttür: Ben Arab'ın önde geleniyim, Suheyb Rûm'un, Selman Fars'ın, Bilâl de Habeş'in önde gelenidir."
• "Ben Âdemoğlunun önde geleniyim, Selman da Fâris ehlinin önde gelenidir."
• "Cennet dört kişiyi iştiyakla bekler; Ali, Selman, Ammâr ve Mikdâd."
Selmân-ı Fârisî Hazretleri uzun ömür yaşayanlardandır. Hz. Osman'ın halifeliği devrinde hastalanmış ve H. 33 senesinde iki yüz elli yaşında Medâyin'de vefat etmiş ve oraya defnedilmiştir. (Radıyallâhu Teâlâ anhu)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder