YEME-İÇME ÂDABI
Ölmeyecek kadar yiyip içmek farzdır ki insan bu sayede ibâdetlerini yapabilir. İnsan hayâtını devam ettirecek helâl bir şey bulamazsa yenmesi haram olan bir şeyden; meselâ kendi kendine ölmüş bir hayvanın etinden hayatını devam ettirecek miktar yiyebilir.
Kuvvetini artırmak için doyuncaya kadar yiyip içmek mubahtır. Doyduktan sonra yiyip içmek ise sıhhate zarar vereceğinden haramdır. Ancak müsâfirlerine hürmet için veya ertesi gün tutacağı oruca kuvvetli bulunmak için biraz fazla yiyip içmekte bir mahzur yoktur.
Yemekten önce ve sonra eller yıkanmalıdır. Cünüp olan erkek ve kadınların ejlerini ve ağızlarını yıkamadan yiyip içmesi mekruhtur. Âdet gören kadınların da yemekten evvel ağızlarını yıkamaları evlâdır.
Yemeklerin başında "Besmele-i şerîfe" okumalı, sonunda da "Elhamdülillah" demelidir. Yemeğin evvelinde besmele unutulursa hatırladığında: "Bismillâhi fî evve-llihî ve âhirihî" denilmelidir.
Yemeklere az bir tuz ile başlamak ve tuz ile bitirmek sünnettir. Ekmek parçalarına hürmet etmeli, bunların üzerine tuzluk vesaire gibi şeyleri koymamalıdır. Parmakları, ağzı, bıçakları ekmekle silip atmamalıdır. Yemekleri pek sıcak olarak yememeli, yemek ve sulara üflememelidir. Yemek esnasında sâlih zatların menkıbeleri nakledilmelidir.
Ev sahibi, müsâfirlerin yanından ayrılmamalı, fazla suskun durmamalı ve müsâfirlerine bizzat hizmet etmelidir. Yemek arasında müsâfirlerine usandırmadan "Buyurunuz." demeyi de unutmamalıdır. Bu müstehabdır.
Ev sahibi kendilerine ziyafet verdiği zâtlara ağırlık verecek kimseleri bulundurmamalıdır. Müsâfirler de ev sahibinin rızâsı bilinmedikçe başkalarını ziyafete beraberlerinde getirmemelidirler.
Ziyafetten sonra hâne sahibinden müsâade istemedikçe ve "Allah'a ısmarladık" veya "Allah'a emânet olunuz." gibi bir duada bulunmadan çıkıp gitmemelidirler. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder