AÇIKTAN VERİLEN SADAKA
Bir kimse halkın da kendisine uyup sadaka vereceklerini ve böylece fakirlerin menfaatlanacağını bilirse sadakasını açıktan vermesi gizli vermesinden daha faziletlidir. Nitekim Resûlullâh (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Gizli aşikâreden daha fazîletlidir, kendisine uyulan kimsenin aşikare (ameli) daha fazîletlidir."
Hakîm Tirmizî demiştir ki: "İnsan halktan gizleyerek bir amel işler ve nefsinde onu halkın görmesini arzu ettiği halde bu arzuyu defederse bunun bu gizli ameli aşikar olandan yetmiş kat fazla katlanır."
Farz olan zekâtın açıktan verilmesinin daha faziletli olması:
Birinci olarak "Onların mallarından bir sadaka al..." (Tevbe; 103) mealindeki âyetle emredilmiştir.
İkinci olarak zekâtın gizli verilmesinde kendine -zekât vermiyor diye- töhmet ve herkesi sû-i zanna düşürmek tehlikesi vardır. Açıktan vermek bunu defedeceğinden daha faziletli olur. Nitekim Resûlullâh (s.a.v.) farz namazlardan başka namazların ekserîsini hâne-i saadetinde (evlerinde) kılardı.
Üçüncü olarak zekâtı açıktan vermekte Allah'ın emrine koşmak vardır.
Hâsılı farzlarda açıktan yapmak, nafilelerde ise gizli yapmak daha iyidir.
BİR MESELE
Sual: Hatâ ile yiyip içmek orucu bozar mı?
Cevap: Hatâ ile yemek ye içmek orucu bozar. Bir kimse oruçlu olduğunu bildiği halde kasdı olmaksızın hatâ ile bir şey yese veya içse, meselâ abdest alırken ağzından veya burnundan içerisine su kaçsa veya ağzına kar veya yağmur damlaları düşüp içerisine gitse orucu bozulup kaza lâzım gelir.
Fakat oruçlu olduğu hatırında bulunmazsa bunlardan dolayı orucu bozulmaz.
Abdestte ağza su verdikten sonra ağızda kalan yaşlığın tükrükle beraber yutulması orucu bozmaz.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder