"DÜNYÂ, İKİ KAPILI BİR EV.."
Nuh aleyhisselâm, vefatı yaklaştığı sırada oğulları Sâm, Ham ve Yâfes ile bunların oğullarına bâzı tavsiyelerde bulundu. Onlara, Allâhü Teâlâ'ya ibâdete devam etmelerini emretti.
Ayrıca, oğlu Sâm'a: "Ey oğulcağızım! Kalbinde zerre kadar şirk olduğu halde kabre girme.
Ey oğulcağızım! Kalbinde zerre kadar kibir bulunduğu halde kabre girme. Çünkü büyüklük ve kibriyâ, Allâhü Teâlâ'nın sıfatıdır. Bu sıfata bürünmek isteyen kimseye, Allah gazab eder.
Ey oğulcağızım! Kalbinde zerre ağırlığınca rahmetten ümid kesmiş olarak kabre girme. Çünkü dalâlette, olandan başkası, Allah'ın rahmetinden ümid kesmez.
Ben, sana vasiyetimi söylüyorum: Sana, iki şeyi emir ve seni, iki şeyden de men ediyorum:
Sana (Lâ ilahe illallah) Kelime-i Tevhidini, emrediyorum. Çünkü yedi kat göklerle yedi kat yerler, bir terazi kefesine ve "Lâ ilahe illallah" kelimesi de diğer bir kefeye konulsa bu onlardan ağır gelir.
Seni şirkten ve kibirden nehyediyorum. Kalbinde, şirkten ve kibirden hiçbir şey bulundurma! Nuh aleyhisselâma, vefatı yaklaştığı sıralarda: "Ey insanların en uzun ömürlüsü! Dünyâyı nasıl buldun?" diye sorulmuştu. Nuh aleyhisselâm: "Onu, iki kapılı bir ev gibi buldum. Bir kapısından girdim, diğer kapısından çıktım." buyurmuştur.
Peygamberlerden, ümmeti helak olanlar, Mekke-i Mü-kerreme'ye gelir, orada Allah'a ibâdet ederler, kendisi ve yanında bulunanlar vefatlarına kadar orada kalırlardı. Nitekim Nûh, Hûd, Salih ve Şuayb Aleyhisselâmlar da, Mekke'de vefat etmişlerdir. Bunların kabirleri, Zemzem ile Hacerü'l-esved arasındadır. Burada yetmiş Peygamber, diğer rivayete göre de doksan dokuz peygamberin kabri bulunmaktadır. (Aleyhimüsselâm.) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder