"HESABA ÇEKİLMEDEN KENDİNİZİ HESABA ÇEKİNİZ"
Ey Allâhü Teâlâ'dan mağfiret talebinde olan din kardeşler! Resûlullah (s.a.v.) "(Ahirette) hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekiniz." buyurdular Bir gizli ve sessiz mahalde kıbleye dönerek otur. İlk önce şunu tefekkür eyle ki bu âleme gelmekten ve gönderilmekten gaye ye maksad nedir. Gelenlerden hiç birisi kalmamış ve kalan da yok. Elbette ve elbette bir gün sıra sana gelip Azrail kapını çalacak, sen de öleceksin. Allah'ın emirlerinden ve yasaklarından işlediğin ve terk ettiğin her şeyden; zerreye varıncaya kadar birer birer sorup ve cevâbını isteyecekler ve sen de ister istemez cevâp vereceksin. Hâl böyle olunca erginlik vaktinden şu ânına değin geçen ömrünün muhasebesini yapmalı; Allâhü Teâlâ'nın emir ve yasaklarından işlediğin ve terk ettiklerinden hesaba çekildiğin ânı iyice düşünmelisin.
Şöyle ki; gûyâ kıyamet kopmuş, bütün yaratılmışlar mahşere toplanmış ve mekândan münezzeh olduğu halde Allâhü Teâlâ, bütün Peygamberler, Ashâb-ı Kiram ve evliyanın tamâmının bulundukları hâli ve onların yanında mahcup olacağını düşün. Tefekkür et ki- yirmi dört saatin kaçı uyku, kaçı yemek-içmek, kaçı ibâdet ve kaçı günah ve faydasız işler ile geçmiştir.
Böylece geçen vakitlerden hesap ve azâb suâl ve cevap olunacak vakti güzelce düşün. Kendini ayıplayarak hepsine pişman olup istiğfar ederek bundan sonra da işlememeye azmet.
Bundan sonra îtikâda (inanmağa) ve (namaz oruç gibi) İslam'ın şartlarına dâir kitap hiç okumadı isen bulup okuyarak bütün îtikâdını-inancını İslâm dînine ve ehl-i sünnet itikadına bağlamak lâzımdır. Zîrâ î'tikatta bid'at küfürdür I tıkad olmadıkça amel temelsiz bina gibidir.
Öyle olunca bu pişmanlık ile cân u gönülden tevbekâr olup Allah'ın farz kıldıklarını vakit ve zamânıyla edâ ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünnetini yapıp ve mustehab olanları dahi mümkün olduğu kadar islemeve gayret etmelidir. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder