19 Ekim 2009 Pazartesi

17 Ekim 2009


















































Bugün 17 Ekim 2009 1 Zilkade 1429 T.Evvel: 4 Hızır:165 II.Kosova Zaferi (1448) - İlk Türk Tugayı'nın Kore'ye Çıkışı (1950)


HADİS-İ ŞERİF


 


Müslüman olsun, Allah’ı inkar eden kafir olsun, her hangi bir kimse bir iyilikte bulunursa mutlaka karşılığını görür. Denildi ki: Ey Allah’ın Resulü! Müslümanı anladık, ama kafirin karşılığı ne olacaktır? O, bir sadaka verirse veya bir akraba ziyaretinde bulunursa Allah ona dünyada hem mal, hem de nesil verir. Ahirette (inkarından dolayı uğratılacağı) azabında da azalma olur.


Hadis (Bezzar).


 


ELSİZ, AYAKSIZ HATTAT MEHMED EFENDİ


Topkapı Sarayı Müzesi kitaplığında, sülüs-nesih hat ile yazılmış bir kıt'a mevcuttur. Bu kıtayı bîdest ü bîpâ (elsiz ve ayaksız) Mehmed Efendi yazmıştır. Ayaksız olmak, yazmaya elbette mâni değildir ama, elleri bulunmayan bir kimse, kalemi iki bileği arasında tutup nasıl yazar? Sonra, eski yazılarımızın, şimdiki kalemlere benzemeyen tarzda ağzı olan ve sık sık mürekkeb hokkasına batırılarak kullanılabilen kamış kalemle yazıldığı, ayrıca, harflerin güzelliğini sağlayan incelik ve kalınlıkların, kalemin elde tutuluş şekline göre çıktığı malumdur.


"Vekâyînâme-i Abdi Paşa" isimli yazma târih kitabında hâdise şöyle nakledilmektedir: "İnsanoğlunu hayrete düşürecek ve ibretle seyredilecek kadar garib, nâdir vakıalardandır ki, iki eli ve iki ayağı bir şiddetli arıza sebebiyle düşmüş; hâsılı ne el kalmış, ne ayak, böyle bir şahıs, geçimini temin için dilencilikten başka yol kalmadığına karar verince, doğum yeri olan Bolu'dan İstanbul'a gelerek "Suyolcu" nâ-mıyla meşhur (Hafız Osman'ın, hocası) hattattan ders alıp, bir müddet bütün gayretiyle çalışmaya devam eder. Elsiz olduğu hâlde, Allah'ın yardımıyla bir dereceye getirdiği yazabilme kudretini meydana kovmak için bir En'âm-ı Şerif yazdı. Haber padişahımız IV. sultan Mehmed hazretlerine ulaşınca, bahsedilen şahsı huzuruna getirtti. Gözü önünde yazmasını emreylediğı zaman, o elsiz ve ayaksız, hokka ve kalemini çıkartıp bir satır sülüs ve iki satır nesih yazarak görenleri hayret denizine düşürdül Evvelce yazdığı En'âm-ı Şerifi de orada arzedip, padişahın lütfunun bolluğundan nasibini aldıktan başka, günde yirmi akçe emekli maaşı verilerek, muradına erdirilip gönlü hoşnut edilmişti.


Pâdişâhın bu husustaki emrinin yazıldığı berâta, tuğra çekmek için evime geldiğimde, yalnız başıma iken görüp ibret almak üzere, ben de ona yazı yazdırdım; lâkin yazış şeklini anlatmak imkânsız! Sözün neticesi, görülmedikçe lâyıkıyla anlaşılmaz. Ama, kısacası bu ki, elsiz ve ayaksız hâlinde, iki bileğinin uçlarıyla hokkayı belinden çıkartıp, kalemi de iki bilek ucuyla kuvvetlice tutup, kâğıdı önünde yere koyarak, tuhaf bir tarz üzere, eli çabuk kâtipler gibi, korkusuz ve pervasız her ne isterse yazıp bitirir... Dilediğini işlemek kudretine sâhib olan Allah'ı teşbih ederim."


FIKRA


 


Cimri ve de boşboğazın biri hocaya: “Ya Nasrettin Hoca... Demek parayı çok seviyorsun. Acaba neden?” Hoca cevabını yapıştırmış; “Senin gibilere muhtaç olmamak için!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir.


Francis Bacon


YEMEK MENÜSÜ


·         ŞEHRİYE ÇORBA


·         ETLİ DOLMA


·         SOSLU MAKARNA


·         YOĞURT


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: TALİP : Arayan, isteyen - Alıcı müşteri


Kız: AYSIN: Sen aysın, ay kadar güzelsin


MANİ


 


Elinde var yelpaze


Kuş dadanmış kiraza


Yakında geleceğim


Çekme kendini naza


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Allah yapar yapısını,
Bıçak açar kapısını.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Hayat veya Ömür.





 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler