1 Ekim 2009 Perşembe

2 Ekim 2009































 

















































Bugün 2 Ekim 2009 14 Şevval 1429 Eylül: 19 Hızır:150 Aziz Mahmut Hüdai Hz’nin Vefatı (1628) – İşgalci Fransız ve İngilizlerin İstanbul’u Boşaltması (1923)


HADİS-İ ŞERİF


 


Biriniz bir yolculuğa çıktığında din kardeşlerine(uğrayıp) onlarla vedalaşsın.Çünkü Allah, onların yapacakları duayı, onun hakkında bereketli (ve makbul) kılar. (Deylemi).


 


AZÎZ MAHMÛD EFENDİ NASIL ARİFLERDEN OLDU?


Bursa'da bir fakir, her sene hacca niyet eder, fakat gidemezmiş. Nihayet hanımı, "Her sene gideceğim diyorsun, gidemiyorsun." deyince kocası, "İnşâallâh bu sene gideceğim. Gidemezsem aramızdaki nikâh sakıt olsun." der, fakat o sene de gidemez. Hanımı "Efendi, artık eve gelme. Zîrâ, ben artık sana nâ-mahrem oldum." der. Böyle olunca adamın dostları "Hz. Üftâde'ye git, o senin der-dine.çâre bulur." demişler. Hemen gidip hâlini arz edince, Hz. Üftâde "Haydi, bizim eskici Muhammed Dede'ye git. Bizden selâm söyle, seni Hicaz'a götürsün." buyururlar.


Fakir, arefe günü Muhammed Dede'yi bulur. O da fakî-re tayy-i mekân ettirip Beytullâh'ı tavaf ile Arafat'ta vakfeye yetiştirir. Arafat'ta Bursalı dostlarından birine, "Siz benden evvel dönşrsiniz. Şu mektubumu Bursa'daki aileme teslim ediniz. Selâmımı söyleyiniz." diye rica eder. Kendisi de onlardan önce doğru evine gelir, kapıyı çalar. Hanımı eve almaz. Kocası, "Ben hacdan geliyorum. Orada dostlarımdan falan zâta da bir mektup verdim." deyince, iki üç gün içinde Hicaz'a gidip gelmek mümkün olmadığından mesele, kadı Mahmûd Efendi'ye arz olunur. O da "Mademki kocan sana bir mektup yollamış, bekleyelim." der.


Nihayet bir adam, mektubu ailesine getirir ve Arafat'ta kocasıyla görüştüğünü de söyler. Tekrar kadıya varırlar. Hâkim mektubu görür ve kanâat hâsıl eder. Kadına nikâhının devam ettiğini bildirdikten sonra hacıya, buna kimin himmetiyle mazhar olduğunu sorar. Adam, olanları anlatınca Kadı Mahmûd Efendi, doğru Hz. Üftâde'ye varır, mürîdliğe kabulünü rica eyler.


Hz. Uftâde, evvelâ mâldan mülkten, sonra me'mûriyet-ten vazgeçmesini ve son olarak da nefsini ayak altına almasını teklif eyler. Azîz Mahmûd Efendi hepsini kabul edip söz verir. Makamından istifa eder, üç gün Bursa sokaklarında omuzunda ciğer satmak ve bir müddet dergâhın helalarını temizlemek suretiyle nefsini ayaklar altına alır. Şeyhinin iltifatına ve 'Pâdişâhlar, rikâbında (arkanda) yürüsün' duasına mazhar olur. Şeyhinin üç yıllık terbiyesinde kemâle erer ve irşâd ile vazifelendirilir. (Kuddise Sirruh)


FIKRA


 


Hazreti Musa çağırmış basın müşavirini “Bana bak!.. Ne biçim bir basın müşavirisin sen? Bir haftadır gazetelere bakıyorum, benimle ilgili tek bir satır bile yok!..” Müşavir “N’apabilirim efendim?.. Önemli bir şey yapmıyorsunuz ki, gazetelere çıkabilelim...” Musa’yı almış bir düşünce... “Haklı... Ne yapsam acaba? Tamam buldum... Ben kavmimi alsam, Mısır’dan çıksam... Firavun da ardıma düşse... Kızıldeniz’i yarıp kavmimi geçirsem... Tam firavun da geçmese çalışırken uzatsam asamı, hepsini boğsam nasıl bir haber olur?” Müşavirin gözleri parlamış “Nefis, nefis... Siz bunu yapın... Ben size İncil’den 4, Kuran’dan 6 sayfa ayırtabilirim!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Çok ziyaret usandırır,az ziyaret dostluğa zarar verir. Hz Ömer (r.a.)


YEMEK MENÜSÜ


·         Şehriye Çorbası


·         Mantarlı Tavuk  Sote


·         Nohutlu Pilav


·         Cevizli Kadayıf


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: TAYFUR : Küçük bir kuş türü


Kız: AYGEN: Gönül arkadaşı


MANİ


 


Kızın adı gül Fatma


Ayranlara su katma


Utanıyorum canım


Yolda bana laf atma


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Bir ağacı oymuşlar
İçine dünyayı koymuşlar


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (MEKTUP)

 


 


 


 



 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler