6 Haziran 2010 Pazar

7 Haziran 2010


 


































Bugün 7 Haziran 2010    24 C.Ahir 1431 Mayıs: 25 Hızır 33 Süleymaniye'nin İbadete Açılışı (1557)-Yağmurlar


HADİS-İ ŞERİF


 


-Herhangi bir kimse,bir şahsı içlerinde bu şahıstan daha ehil kimse bulunduğunu bildiği halde , on kişi üzerinde âmir tayin ederse,Allah ve . . Resûlu' llah' a ve müslümanlara hıyanet etmiş olur..()


 


"RESULULLAH AHLÂKÇA İNSANLARIN EN GÜZELİDİR


Allâhü Teâlâ Kalem sûresi, 4. âyetinde "(Habîbim Ahmed), Muhakkak sen pek büyük bir ahlâk üzerin­desin." buyurmuştur. Hz. Âişe (r.anhâ) "Resûlullah'ın ahlâkı Kur'ân idi. Kur'ân'ın razı olduğuna razı olur, ga-zaplandığına da gazaplanırdı." buyurmuştur. Peygam­ber Efendimiz "Ben, güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim." buyurmuştur. Hz. Enes (r.a.) peygamberi­mizin ahlâkı hakkında "Resûlullâh (s.a.v.) ahlâkça in­sanların en güzelidir." buyurmuştur.


Resûlullâh, insanların en cömerdi idi. Dâima afveder, hoşuna gitmeyen şeylere karşı sabrederdi. Şecâatli idi. İnsanların en hayâlısı idi, ayıp ve kusurları görmez, on­lara göz yumardı. Bütün yaratılmışlara karşı şefkatli ve merhametli idi. Ahdinde (verdiği sözünde) sâdık idi. Akrabalarını ziyaret eder, onların hallerini sorardı.


Peygamberimiz çok mütevazı idi, kendisinde hiç kibir yoktu: Merkebe biner, bineğinin arkasına başkalarını bin­dirir, fakirleri ziyaret eder, onlarla oturup sohbet eder, kö­lelerin da'vetine gider, ashabının arasında otururdu.


Evinde ailesinin işlerinde onlara yardımcı olur, koyun sağar, elbisesini yamar, ayakkabılarını tamir eder, evini süpürür, devesini bağlar, yemini verir ve sulardı. Hiz­metkarlarıyla beraber yemek yer ve onlarla hamur yo-ğururdu. Çarşıdan eşyalarını kendisi taşırdı.


O, insanların en güveniliri idi, nübüvvetinden önce bile kendisine "Emîn" denilmişti. İnsanlar arasında âdil ve ağırbaşlı idi. Güldüğü zaman tebessüm ederek gülerdi. İhtiyaç hâlinde konuşur, ihtiyaç olmadığı zaman susardı.


Konuşmasında ne fazlalık ve ne de noksanlık olurdu. Tane tane konuşur, konuştuğu kelimeler sayılsa say­mak mümkün olurdu. Güzel kokuyu sever, kullanır ve kullanılmasını teşvik ederdi. Bulunduğu meclis, haya, hayır ve emânet meclisiydi. Orada ses yükseltilmezdi.


Hakkın rızâsına ve âhiret ni'metlerine nail olmak için çalışır, dünyâ varlığına rağbet etmezdi.


 


FIKRA


 


Bir Türk askeri heyeti Amerika'ya davet edilmiş, kendilerine oradaki askeri tesisler ve modern silahlar tanıtılmış. Son gittikleri askeri üste Amerikalı yetkililer bizim subaylara lazerli silahları anlatmış: “Bu gördüğünüz lazer dürbünüdür. Bu ise lazerlerle hedefini bulan son model füze sistemimiz. Şu ise önümüzdeki yıl silah piyasasına girecek olan lazerli top...” Heyette yer alan Karadeniz kökenli bir subay müdahale etmiş: “Lazerli top bizde de var...” Amerikalı yetkili, “Nasıl olur? Bu top henüz bizim ordumuzda bile hizmete girmedi. Sizde nasıl olur?” Vardı yoktu derken bizimkiler lazerli topu görmeleri için Amerikalıları Türkiye'ye davet etmiş. Kısa süre sonra bir Amerikan heyeti Ankara'ya gelmiş. Türkiye'de lazerli top bulunduğunu iddia eden subayımız, Amerikalıları almış topçu okuluna götürmüş. Başında bir nöbetçinin beklediği Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma topu göstermiş. “İşte lazerli top...” Amerikalılar gülmüş... “Topu gördük de, lazer nerede?” “Hemen yanında... Topun yanında nöbet tutan er, lazdır!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz. Lukuanos


YEMEK MENÜSÜ


·   KIY.KARNIBAHAR


·   TARHANA ÇORBA


·   YOĞURT


·   BÖREK


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: VAİD: (Ar.) Er. - Birini iyiliğe sevk ve kötülükten uzaklaştırmak için korkutma, yıldırma.


Kız: ŞÜKUFE: (Fars.) Ka. - Çiçek. Süslemede çiçek motiflerine dayanan bir tarz.


MANİ


 


Gitme dedim de gittin
Uzak uzak yerlere
Kar mı yağdı be yârim
Güvendiğin yerlere


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Arşın ayaklı,


Burma bıyıklı.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (yazı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler