5 Nisan 2010 Pazartesi

5 Nisan 2010

















































 divinesun1.png picture by Lilith_RJ2 





















Bugün 5 Nisan 2010   20 R.Ahir 1431 Mart: 23 Kasım 149 Fatih Sultan Mehmed'in Donanmasının İstanbul Sularına Gelişi (1453)-Gaziosman Paşa'nın vefatı (1900)-Avukatlar Günü


HADİS-İ ŞERİF


 


Zekat veren, misafire yemek yediren, felakete uğrayanlara yardımda bulunan kişi, cimrilikten kurtulmuştur. (Taberani).


 


İLMİHAL:   KIYAMET GÜNÜ


îmânın beşinci şartı kıyamet gününe inanmaktır.


Sûr, İsrafil aleyhisselâmın elinde olup onu üfürmek1 için Allâhü Teâlâ'nın emrini bekler. Emir gelince Sûr'u üfürecek ve ondan gayet şiddetli bir sadâ çıkacak, yer­de gökte ne kadar canlı mahlûk var ise bulundukları yerlerde ölecekler ve kıyamet kopup âlem harap olacaktır.


Şöyle ki, şiddetli zelzelelerden yeryüzündeki binalar yıkılacak ve dağlar parçalanıp toz gibi ufalanarak hava­ya karışıp dağılacak ve nehirler taşacak ve acı sular tatlı sulara karışacak ve yıldızlar dağılıp düşecek ve âlem nice bin yıl ıssız kalacaktır.


Sonra yeryüzü düzlenip âlem bir başka âlem olacak­tır. Sonra Cenâb-ı Hakk Hz. İsrafil'i diriltip tekrar Sûr'u üfürmesi için emir verecektir.


ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLİŞ: HAŞR-İ ECSÂD


Âlem binlerce yıl ıssız yattıktan sonra İsrafil aleyhis-selâm ikinci defa Sûr'u üfürünce bütün ölüler, hatta hayvanlar bile dirilecek ve insanlar hep çıplak ve yalın ayak, başı açık kabirlerinden kalkacaklar.


Görecekler ki yeryüzü bozulup düzelmiş, dümdüz ol­muş, bu hâle hayran hayran bakacaklar. Güneş'in hara­reti pek ziyâde olduğu hâlde aç ve susuz ayak üzere sıkışıp ter içinde kalacaklar ve kimi yaya yürüyerek ve kimi yüzü üzere sürünerek mahşer meydânına gide­cekler.


Lâkin peygamberler, şehîdler, evliyalar ve âlimlere cennetten elbiseler ve binekler getirilecek, onlar da giyi­nip ve binip mahşere gidecekler ve Muhammed Mus­tafâ'nın (s.a.v.) Kevser havzından içecekler.


BEYİT:


Buna kim âlem-i imkân derler,


Bunda olmaz deme, olmaz olmaz. (Lâedri)


 


FIKRA


 


Nasreddin Hoca'ya yapılan sataşmalar tükenip bitmez. Akşehirliler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar: - "Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır?" Hoca'nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar: - "Her halde öyle olmalı." - "Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize de görelim!" Hoca: - "Pekala şimdi size bir numara yapalım" der.. Karşısında durmakta olan çınar ağacına; - "Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!" der. Tabii ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehirliler: - "Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin!" diye gülünce Hoca: - "Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür", der.


GÜNÜN SÖZÜ


 


Güller, laleler, bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır ama sağlam dostluk ne solar ne de kırılır. Nietzsche


YEMEK MENÜSÜ


·   Düğün çorba


·   Kuru fasulye


·   Bulgur pilavı


·   K. Turşu


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: URALTAY: (Tür.) Er. - Ur - altay.


Kız: TALİA: (Ar.) Ka. 1. Tulu eden, öncü. 2. Talih, şans, kısmet.


MANİ


 


Oy erdiler erdiler
Cama perde serdiler
Ne utanmaz erkekler
Yanımıza geldiler


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Üstüne yazı yazılmayan satır hangisidir?


Cevabı Yarın.      


Dünkü Cevap: Yetim olur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler