16 Mayıs 2010 Pazar

17 Mayıs 2010







































































Bugün 17 Mayıs 2010    3 C.Ahir 1431 Mayıs: 4 Hızır 12 İmam-ı Muhammed'in Vefatı (M.804)-Dünya Haberleşme Günü-Kasr-ı Şirin Muahedesi'nin akdi (1639)


HADİS-İ ŞERİF


 


Cennette büyük bir köşk vardır. İsmi ferah evidir.Buraya ancak çocukları sevindirenler girer.  (ibn-i Addy).


 


İMÂM MUHAMMED HAZRETLERİ


İmâm Muhammed, İmâm-ı Âzam'ın pek büyük talebelerinden müctehid bir zâttır. H. 132 (M. 749-750) târihinde Vâsıfta doğmuştur.


İmâm-ı Muhammed Hazretleri İmâm-ı A'zam Efendimizin meclisine babası ile birlikte girdiğinde Ebû Hanife Hazretleri babasına hitaben "Oğlunda zekâ vardır. İlim tahsîline teşvik eyle." buyurması üzerine İmâm-ı Azam'ın meclisine devam etmişlerdir.


İmâm-ı Şafii Hazretleri buyurdu ki: "İmâm-ı Muhammed gibi güzel hâle sahip bir fakih az bulunur." "İmâm-ı Muhammed'den alınan ilimler kâğıt üzerine yazılmış olsa bir deve yükü kitab eder. Bütün insanlar dînî ilimlerde ehl-i Irak'ın iyâlidir (çocuğudur). Ehl-i irfan Ebû Hanife'ye minnettardır."


İmâm Muhammed Hazretleri vaktini boş yere sarf etmezdi. Geceyi üçe ayırmışdı.Bir kısmında namaz kılar, bir kısmında uyur, diğer kısmında mütâlea ile meşgul olurlardı. Dört bir yanı kitab ile çevrili bulunur idi.


Hârûn Reşid (rh.) kendisini Horasan'a kadı tayin ettiği zaman Bağdad'dan Horasan'ın merkezi Rey (Tahran) şehrine imâm ile beraber gitti. İmâm Muhammed M. 805 senesinde orada vefat etmiştir.


Harun Reşîd (rh.) İmâm Muhammed'in vefatına çok üzüldü ve "Âh, edeb ve fıkıh hazinesi yanımda idi, şimdi yalnız kaldım.", "Fıkıh ilmini Rey'de defneyledim." dedi.


İmâm-ı Muhammed Hazretleri bir gün bir talebesine "Sen namaz ve oruç meselelerine vâkıf mısın? dedi. O da: Evet, vâkıfım, deyince. "Öyle ise sen benden âlim-mişsin. Zîrâ, namaz ve oruçta on iki bin mesele vardır." buyurdu. Hikmetli sözlerinden:


Büyüklük neseb ile değil, fazilet ve kemâl iledir.


Sâdık arkadaş seni hayra teşvik edendir.


Affetmek aklın zekâtıdır.


Adalet, asayişi rahat ve sükûnu muhafazadır.


Kişinin kendini beğenmesi kadar ahmaklık olmaz.


 


FIKRA


 


Temel 55 yaşına kadar canını dişine takmış, çalışmıştı. Pastacı çıraklığı ile başladığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı. Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim." dedi. "Bizim oradaki hemşerilerle konuştum. Her şeyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar." Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa binip Los Angeles'e uçtular. Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegas’a zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri "Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza." dediler. "Kumar mı?" dedi Temel karısına, "Kumardan kazanmayı düşünen kafayı yemiş olmalı. Allah göstermesin." Ama bir kez şansını denemek için rulete 500 dolarlık fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi. Temel her şeyini rulet masasında bıraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bir 25 sentlik sıkıştırdı. Bu konularda deneyimliydi. Temel’in başına gelenleri anlamıştı. Temel "Çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim." dedi. Kartı aldı, cebine attı. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı, çıktı. Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına tek kollu canavar çıktı. Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı... Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunları fişe çevirdi, rulet masasına döndü. Gerisi peri masalı. İki saat içinde tam 2 milyon doları olmuştu. İki ay sonra yeni Kaliforniyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı. Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastalari öylesine tutuldu ki, önce Los Angeles'a, sonra Kaliforniya'ya, sonra da tüm Amerika'ya yayıldı Temel Pastaneleri. Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısıyla büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konuşma yapmak için kürsüye çıktı. Başına gelenleri anlattı, "Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz. Adı, adresi sizde olmalı zaten." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi Temel, "Ben, tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!"


GÜNÜN SÖZÜ


 


Her münakaşanın temelinde birisinin cahilliği yatar. Louis D. Brandeis


YEMEK MENÜSÜ


·   ETLİ TÜRLÜ


·   BULGUR PİLAVI


·   YOĞURT


·   SÜTLAÇ


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ÜRÜNDÜ: (Tür.) Er. - Seçilmiş, seçkin.


Kız: SEVİNÇ: (Tür.) Ka. - Bir halden hoşnut olmanın doğurduğu heyecan.


MANİ


 


Karpuz kestim kan gibi
Uzadı urgan gibi
Yarımca kızları
Kınalı kurban gibi


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Fil takımadası neresi?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Filistin.


 


thc7-23.gif picture by LilithPostImagens3


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler