31 Mayıs 2010 Pazartesi

1 Haziran 2010




















 












































































Bugün 1 Haziran 2010    18 C.Ahir 1431 Mayıs: 19 Hızır 27 Ayasofya'da İlk Cuma (1453)-Hava Kuvvetlerinin Kuruluşu (1911)


HADİS-İ ŞERİF


 


-Sizin hayırlı olanınız,ehline hayırlı olandır.Ben de sizin ehline hayırlı olanınızım.Kadınlara ancak kerim olanlar ikram ederler,onlara leîm olanlar ihanet eder..()


 


SELMÂNÜ'L- HAYR (R.A.) HAZRETLERİNDEN


Selmân-ı Fârisî (r.a.) buyurdular:


"Üç şeye çok gülmüşümdür: Ölüm kendisini istediği hâlde dünyâyı arzulayana, kendi gaflette olup, gaflet içe­risinde hesaba çekilecek olan kişiye ve Rabb'ini gadablandırdığını veya razı ettiğini bilmeden kahkaha ile gülene.


Üç şeye de çok ağlamışımdır: Resûlullâh (s.a.v.) ve ashabından ayrı kaldığıma, kabirden kalktığım zamanki korkulu hâle ve cennete ya da cehenneme gideceğimi bilmeden Rabb'imin huzurunda beklemeğe."


  "Mü'min, yanında doktoru olan hastaya benzer. Dok­toru onun hastalığını da, ilacını da bilir. Hasta, kendisine zararlı olan bir şey arzu ederse doktor ona mâni olur ve "Buna yaklaşırsan  helak (mahv) olursun!" der. Ona dâima engel olmaya çalışır. Mü'min de böyledir. O da birçok (zararlı) şeyi arzular ama ölünceye kadar Allâhü Teâlâ ona mâni olur ve mü'min cennete girer."


  "Allâhü Teâlâ, mü'min kulunu bir sıkıntıya uğratıp, sonra ona afiyet verince, bu, o kulun geçmiş günahları için keffâret olur. Allâhü Teâlâ, fâcir (yani mü'min olma­yan) bir kulunu bir sıkıntıya düşürüp, sonra ona afiyet verirse, bu kişi, sahibi tarafından önce bağlanan, sonra da salıverilen bir deve gibidir. Çünkü deve, kendisini niçin bağladıklarını ve salıverdiklerini bilemez."


  "Kalb ile cesedin hâli, âmâ (kör) ile topalın hâli gibi­ dir. Topal: 'Bir meyve görüyorum, ama uzanıp da alamı­ yorum, beni sırtına al ki onu alayım.' der. Bunun üzerine kör onu sırtına yüklenir. O da, meyveyi koparıp alır.
Hem kendisi yer, hem de âmâya yedirir."


BEYİT:


Cihan bağında ey âkil, budur makbûl-i ins ü cin Ne'kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin. Yâni: İnsanların ve cinlerin makbulü, beğenip takdir ettiği olmak için; ne kimseyi incit ne de kimseden incin. -


 


FIKRA


 


Temel’e sormuşlar;


- Evli kadın ile dul kadın arasında ne fark vardur?


- Tul kadın kocasının nerede olduğuni piliy, evli kadın pilmiy!..


GÜNÜN SÖZÜ


 


Kendi kendimize egemen olmayı öğreten yönetim, en iyi yönetimdir. Goethe


YEMEK MENÜSÜ


·   ETLİ TÜRLÜ


·   BULGUR PİLAVI


·   YOĞURT


·   SÜTLAÇ


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: VAHAB: (Ar.) Er. - Bağışlayan, ihsan eden. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. "Abd" takısı alarak kullanılırsa daha iyi olur: Abdülvahab.


Kız: ŞİVE: (Fars.) Ka. - Naz, eda.


MANİ


 


Ah fındığım fındığım
Dallarına konduğum
Vermedi seni bana
Sakalını yonduğum


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Allah yapar yapısını,


Bıçak açar kapısını.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Fil.


 



CID_1155.gif picture by Lilith_RJ2


 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler