5 Mayıs 2010 Çarşamba

6 Mayıs 2010


















































































Bugün 6 Mayıs 2010 22 C.Evvel 1431 Nisan: 23 Kasım 1 Ebu Hanife'nin Vefatı (765) - Burdur'un Kurtuluşu (1920)-Kan Haftası (6-12 Mayıs)- (HIDIRELLEZ) Hızır günleri ve yaz başlangıcı


HADİS-İ ŞERİF


 


Resulüllah Efendimiz, hayır yapma hususunda insanların en cömerdi idi. En cömert olduğu ay ise, Ramazan ayı idi. Cebrail, her sene Ramazan ayında Resulüllahla buluşur, ta ayın sonuna kadar Resulüllah ona Kur’anı baştan sona okuyup dinletirdi. Cebrail’le buluştuğu zaman, Resulüllah, hayır yapmada esen rüzgardan daha cömert olurdu. (Buhari, Müslim).


 


İMÂM-I AZAM EBÛ HANÎFE (R.A.)


İmâm-ı A'zam Hazretleri, Tabiînin büyüklerinden olup, Ashâb-ı kiramdan Enes bin Mâlik'i (r.a.) ve ayrıca altı zâtı görmüş ve onlardan hadîs-i şerif rivayet etmiş­tir. Künyesi Ebû Hanîfe, ismi Numân'dır. Babası Sabit, Kûfe'de Hz. Ali ile görüşmüştür. Hz. Ali, kendisine ve zürriyetine bereket ve hayırla duâ etmiştir.


Hz. Alî (k.v): "Şehriniz Kûfe'den birisini size haber ve­reyim mi? Künyesi Ebû Hanîfe'dir. Kalbi ilim ve hikmetle dolar. Râfızîlerin Hz. Ebû Bekir ve Ömer sebebiyle helak oldukları gibi, âhir zamanda da onun sebebiyle niceleri dalâlete düşerler." Yani İmâm-ı A'zam Hazretlerini beğen­meyen, ilmine, içtihadına değer vermeyen o müçtehidse,, ben de müçtehidim diyen birçok kimseler helak olur.


İmâm Muhammed Bakır Hazretleri, Ebû Hanîfe'ye: "Seni şöyle görüyorum ki, ceddim (Peygamber Efendi­mizin sünneti sönmek üzere iken onu sen ihya edersin. Her feryâd edenin imdadına yetişirsin. Dertlilere deva olursun. Hayrette kalanlar durakladıklarında sana so­rarlar, yollarını kaybedenlere sen doğru ve açık yolu gösterirsin." buyurdu.


İmâm-ı A'zam Hazretleri dört bin büyük âlimden ilim almıştır. Resûlullâhın asrından sonra en hayırlı asırda takva ile içtihâd eyledi.


İmâm-ı A'zam Hazretleri çok takva sahibi idi. Helâl kazanmak için ticâret yapardı. Zerre kadar şüphesi ol­sa, yüzlerce altını, fakirlere, âlimlere verirdi.


İmâm Züfer buyurdu: "İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe'nin derslerine yirmi yıldan fazla devam ettim. İnsanlara onun kadar nasîhat veren ve müşfik olanını görmedim. O bütün kuvvetini Allah için harcardı. Gündüzün büyük kıs­mında fıkıh meselelerinin ve dînî suâllerin halli ve ilim öğretmek ile meşgul olurdu. Ders meclisinden kalkınca; ya bir hastayı ziyaret, ya bir cenazeye iştirak, ya bir fakî-re yardım, yahut bir din kardeşini ziyaret eder, ihtiyâçla­rını gidermeye çalışırdı. Gecelerini Kurân-ı Kerîm oku­maya, Rabb'ine ibâdete ve namaz kılmaya ayırırdı. Vefat edinceye kadar bu hâl üzere idi." Rahmetullahi aleyh.


 


FIKRA


 


Yargıç, otomobil çalmak suçundan sanık olarak karşısına getirilen Temel’e sordu: “Otomobil çalmışsın, bunu neden yaptın söyler misin? Temel; “Sahibi yok sanmiştum!” Yargıç; “Peki, sahibi olmadığı kanısına nereden vardın?” Temel; “Mezarluğun önine parketmiştu da!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


İki şey aklın eksikliğini gösterir: Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak. Sadi


YEMEK MENÜSÜ


·   SEBZELİ  KÖFTE


·   FIRIN MAKARNA


·   HELVA


·   TARHANA ÇORBA


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ÜLGÜ: (Tür.) Er. 1. Yakışıklı kimse. 2. Pay, hisse. 3. Tutum, tavır.


Kız: SEVDA: (Ar.) Ka. 1. Bir şeye karşı hissedilen şiddetli arzu. 2. Şiddetli sevgi, aşk. 3. Aşırı istek, heves. 4. Kara sevda, mali hülya, melankoli. 5. Hüzün. İptila.


MANİ


 


Harmandan yığın yığın
Güneş dostu fındığın
Çalışır çoluk çocuk
Sesi ninni tırmığın


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Tavuklar en çok hangi ülkeyi sever?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Adamın yaş günüymüş



 


 


 


 


 


 


 


72vrtujj.gif picture by Lilith_RJ2


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler